Sevgili Ar-Tur’lular,

Bu yazımda, 1999 yılından beri Şirketimizin başında bulunan Yönetimin yanlış yaptıklarını, yapamadıklarını, tehlike ve şüphe duyduğum hususları sorular şeklinde sizlere sunmaya çalışacağım.  

Takdir edersiniz ki, eleştirmek hem çok kolay, hem de çok zordur.  Kolaydır; Çünkü konu eleştiri olunca herkesin doğru, yalan söyleyeceği bir şeyler mutlaka vardır. Zordur; çünkü eleştirileni destekleyen herkesin eleştiriye ve eleştirene soğuk bakması söz konusudur. Bu sebeple eleştiri mantıki esaslara dayanmalı, duygularımız düşüncenin önüne geçmemelidir. Eleştiri ne kadar yumuşak, ne kadar yapıcı da olsa eleştirilenler için bir öfke vesilesi de olabilir.  Ancak, yapılan yanlışları görüp susmak da kolaycılıktır, vurdumduymazcılıktır. Bazen çıkarcılık, bazen de korkaklıktır.

Bu sebeple siz değerli Ar-Tur’lularında Mehmet Akif’in “ Adam, aldırma da geç git, diyemem, aldırırım…” dizesinde bahsettiği duyarlılıkla aşağıdaki soruları ilgiyle okuyup, mantığınızla irdeleyeceğinizi umuyorum:  

• Ar-Tur ve Ar-Tur’lu için çok önemli konular, neden, olağan genel kurulumuzun yapıldığı yaz aylarında gündeme getirilmeyip de, ortakların katılımının zor, hatta birçoğumuz için imkânsız olduğu kış aylarında yapılan olağanüstü toplantılarda alınmıştır? 
• Olağanüstü toplantılarda çoğunluk sağlanmayınca, ikinci toplantıda katılan 15-20 kişiyle, 2000 ortağı ilgilendiren bir konuda karar alıp, yangından mal kaçırırcasına uygulamak sizce doğru mu? Toplantılar sonunda yayınladıkları sirkülerlerde bizlerin oluruyla ve teveccühümüzle karar alındığını yazarlar da, neden bir satırla da olsa o toplantılara kaç ortağın katıldığını yazmazlar?
• Su isale hattının yenilenmesi, PTT binasının özelleştirme sebebiyle alınması, kanalizasyon şebekemizin yenilenmesi ve 51700 m2 arsanın alımı…  Hepside maddiyata dayalı, alımı, satımı ve ihalesi ile netameli işler.  Bütün bu işler her nedense hep olağan üstü toplantılarda karara bağlandı. 4-5 ay önceki veya sonraki olağan genel kurullarda, çok ortağın katılımıyla karar alınmasında ne sakıncalar olabilirdi?   Sizce bunlar bir tesadüf mü?
• Alınan arsanın değerini anlatmak için 47 sayılı sirkülerde; “ Ar-Tur’un en güzel yerleri arasında bulunan, içinde 350 zeytin ağacı mevcut olan arazi şu anda gelir getirir durumdadır. Ancak ileriki yıllarda bu arazi büyük çapta gelir getirecektir.”  49 sayılı sirkülerde ise; “ Yeni aldığımız 51.700 m2 araziye ileride arzu edildiği takdirde yaklaşık olarak 140 adet villa yapılabileceği varsayılmaktadır.” Diye yazdılar. Sonrasında bu konutların satılmasıyla, eski parayla 45 trilyon gibi bir kazanç elde edilebileceğini yazdılar. Bu konuda bir plan bile çizdirdiler. Hatta bu konuda yönetim kurulunun bazı üyelerinin tepki göstererek, istifayı bile düşündüğü söylentileri yayıldı. Buna rağmen bu arsaya hiçbir şey yapmayacakları söylemlerine inanıyor musunuz? Bir fırsatta buraya kim olduğunu bilmediğiniz 140 yabancı ailenin yerleşmeyeceğine emin misiniz? Bir zemheri ayında 15-20 kişiyle ve vekâletlerle yapılacak bir olağanüstü toplantıda, buraya 140 villa yapılması için bir “arzu “ kararı çıkması ihtimalinin olmadığını mı düşünüyorsunuz?   
• Bu arsayla ilgili hazırlatıp çizdirdikleri, 140 adet konutu içeren planın sebebi nedir? (Arsa ile ilgili çizdirdikleri ve tesadüfen elimize geçen bu planın bir resmi, web sitemizin Dosyalar bölümünde incelemenize sunulmuştur.) Diyelim ki; ileriki yıllarda böyle bir arzu doğuverir varsayımı ile bu plan hazırlatıldı. Peki, ileriki yıllarda oluşacağını varsaydıkları bu arzunun, 70 m2’lik 140 adet villa yerine 90 m2’lik 108 adet villa veya şirkete gelir getirecek bir otel vs. olmayacağını nasıl biliyorlar?  Mademki ileride doğabilecek arzuya binaen bir plan çizdirildi, neden ortaklara sunulmadı da, sadece kendilerinde bulunuyor? Sakın, ilerde duyulması muhtemel bu arzu da, bizlerin namına, olağanüstü bir toplantıda duyacakları arzu olmasın?
• Bu arsanın, 300.000,00 TL sı nakit ve beheri 100.000,00 TL dan 9 adet konut vermek suretiyle toplam 1.200.000,00 TL ya mal edildiğine inanıyor musunuz?
• Bu konutlar için açılan özel yolun, tanzim edilen bahçelerin, bahçe ve istinat duvarlarının, altyapı ve aydınlatmaların masrafları da söyledikleri maliyet içine dahil midir? Yoksa bunların maliyeti yol giderleri vs. olarak masraf mı gösterilmiştir? Şirketin kendi yapmış olduğu Gelir tablosu tahlillerinde, Yol bakım onarım giderleri, 31.05.2009 tarihli tabloda: 31.717,65 TL’sı,  31.05.2010 tarihli tabloda: 14.162,66 TL’sıdır. 31.05.2011 tarihli tabloda ise bu rakamın 2009’a göre % 874, 2010’a göre % 1958 artış göstererek 277.255,99 TL ye fırlamasında, bu konutlara yapılan yol vs. masrafları, acaba ne kadar yer kaplamaktadır?  
• Her biri 90 m2 olduğunu söyledikleri Martı Koyunun en güzel yerinde yapılan bu 9 konutun arsa değerleri yok mudur? Bu konutların aslında 90 değil dört tarafına (hatta 3 tarafına demek daha doğru) duvar örüldüğünde 90+90=180 m2 olduğunu biliyor musunuz? (Bu konutların resimlerini web sitemizin Foto Galeri bölümünden inceleyebilirsiniz.) 
•  Bu evlerin yapıldığı arazinin düzlenmesi ve hafriyat işlerinde şirketimize yeni alınan iş makinesi-kepçe kullanılmış mıdır?  
• Yayınladıkları sirkülerlerde zaman zaman Datça Ak-Tur A.Ş.’nin aidatlarını örnek gösterip,  aidatlarımızın ne kadar düşük olduğunu anlatan Ocaktan Yönetimi,  elmayla armudu birbirine karıştırmıyor mu? Ak-Tur’un neredeyse tüm gelirinin aidatlar olduğu görülmekte. Site içi aydınlatma, ormana ödenen üst kullanım hakkının toplam bütçe içindeki payı %14,72, Personel giderlerinin payı ise %59,99 dur. Ar-Tur’un ise personel giderlerinin bütçe içindeki payı % 41, elektrik giderlerimizin payı ise %3,85 civarındadır. Ar-Tur’un site içi aydınlatılması TEK tarafından, emniyet hizmetleri ise Jandarma tarafından yapılmaktadır. Ar-Tur iyi yönetilse hatırı sayılır gelir elde etmesi ve aslında aidat bile alınmaması gerekmez mi?
• Madem bize Ak-Tur’u örnek gösteriyorlar,  web sitelerini, bu siteden ortaklarına her üç ayda bir yapılan yönetim faaliyetlerini, gelir ve gider kalemlerini, denetim raporlarını açık ve anlaşılır bir şekilde duyurmalarını örnek alsalar iyi olmaz mı? (Ak-Tur’un 2010-2011 faaliyet raporunu site yönetiminin www.aktur-datca.com  resmi web adresinden ve tarafımdan hazırlanan Ar-Tur 1999/2011 tarihleri arası 12 senelik Gelir Gider mukayese tablosunu web sitemizin Dosyalar bölümünden inceleyebilirsiniz.) Mesela, işletmelerimizin ihalelerinin ne zaman yapıldığını, her birinin ihale bedelinin ne kadar olduğunu, kimlere hangi şartlarla ihale edildiğini hiç duydunuz mu?  
• Gelir tablosunda veya ek bir bilgilendirme sayfasında,  gazinolardan, fırından, restoranlardan, tavernadan, marketlerden, pastaneden, diskodan, bardan, sinemadan, su satış firmalarından, likit gaz firmalarından, Migros’dan, baz istasyonundan, Burhaniye’deki binamızda bulunan Şok mağazasından,  ATM’den, Marina’dan, Otobüs yazıhanelerinden vs. ne kadar gelir elde ettiğimizi belirtmek çok mu zordur? Bunları bilmeye hakkımız yok mudur?  
• Sözde bizlerin namına denetim görevini üstlenen Denetçiler Kurulu’nun şirket faaliyet raporlarının son sayfasında sunulan, neredeyse birbirinin aynı, formalite, Denetim Raporlarından başka bir bilgi verdiklerini hatırlıyor musunuz?  Denetim Kurulu, ortaklar namına yönetimin faaliyet ve hesaplarını kontrol ve denetlemek için mi, yoksa yönetimin her yaptığını onaylayan bir tasdik makamı olarak mı seçilmektedir?

İlerleyen günlerde yeni yazılarla huzurunuzda olmak dileğiyle sevgi ve saygılar sunarım.

 Osman Ferhan CAN

Ar-Tur Değişim Grubu üyesi

Yorumlar