BİR  GENEL KURUL HİKAYESİ

VERDİM AMA NİYE VERDİM!..

Şirketin çalışanları kapıma kadar geldiler, başkandan selam getirdiler, ayıp olmasın diye verdim...

Şirketten telefonla arandım bana itibar gösterdiler, verdim...

Vermezsen bak neler neler olur dediler, korktum verdim...

Çocukken uyumazsan öcü gelir derdi annem, kayyum gelecek dediler, öcü gelecek diye verdim...

Neden istiyorlar diye düşünmedim verdim...

Başkanla kahve içtim, bahçeme toprak getirdiler, ağacımı budadılar verdim...

Bitaraf olan bertaraf olur dedi bir büyüğümüz. Ezelden baştakine taraf olmayı severim,  o yüzden verdim...

Ne verdiniz?...

Bir imza!...

Sizler o imza ile neler kaybettiğinizin FARKINDA MISINIZ?..

***

KEYFİNİN KÂHYASI ORTAKLAR...

Plajda şemsiye altı kapmak için sabahın köründe kalkmaya üşenmeyip genel kurula katılmayanlar...

Bir zahmet edip hisselerini üzerlerine dahi almamış olanlar...

Üç kuruş paraya kıyıp imza sirküleri dahi çıkartmaya üşenenler...

Sahibi oldukları mekanda horlanıp, kazıklandıkları halde kılını kıpırdatmayanlar...

Günümü gün ederim sonra çeker giderim, gerisinden bana ne diyenler...

Sizler tehlikenin FARKINDA MISINIZ?..

***

AHVAL VE ŞERAİT BÖYLE OLUNCA...

Bakın plajlarımız kalabalık, hayat pahalı, kapımız (kapılarımız) yol geçen hanı...

Aidatlara kafaya göre yapılan zammın nedeni soruluyor, eleştiriler yapılıyor. Toplantı başkanı, cevap verecek misiniz diye yönetime soruyor... Tık yok... Nasıl olsun ki!..

Şirket borç içinde, emlak vergilerini bile ödeyememiş. Faaliyet raporunda, bilançoda, zırt pırt yazılan sirkülerlerde filan hiç bahsedilmemiş. Yani  ortaklardan saklanmış. Gizledikleri ortaya çıkarılınca ıkına sıkıla borç yapılandırmasından yararlanmaya gittiklerini itiraf ediyorlar.

Senelerdir başkana destek olmuş, arka çıkmış sözü geçer bir ortak çıkıyor kürsüye demediğini bırakmıyor. Tehditle, kandırmayla, yalanla vekalet topladıklarını, bu işte ortakların parasıyla maaşları ödenen şirket çalışanlarının kullanılmasının yanlış ve kanunen suç olduğunu sert bir dille anlatıyor. Yönetim kurulu üyelerine sizlerde birer kurbansınız diyor. Görevin artık genç ve dinamik kişilere bırakılmasının gerektiğini şirketin kötüye gittiğini vs. anlatıyor. Söyledikleri yenilir yutulur şeyler değil. Bu lafları taşa söylesen taş çatlar... Bütün salon teyit edercesine alkışlıyor ama muhataplar sanki bir duvar. Başkan bu ortağımızın sülalesini övüyor ve aile dostu olduğunu anlatıyor. Sonunda bu ortağımızın da kandırılmış olduğunu söyleyip  suçlamalarına sözde cevap vermiş oluyor.

Dinlenme tesisleri ücretlerine geçen sene yüklüce zam yapıp bir milyon lira gelir bekliyoruz diye yazdılar. Ama gelir senelerdir artmamış. Üç aşağı beş yukarı aynı seviyelerde. Peki tesisler boş mu? Hayır... Kendileri yazdılar övünerek tam dolulukla çalışıyor diye... Öyleyse senelerdir bu gelir neden artmıyor?.. Bu konu  ve tesislerden sorumlu olan görevlilerin mal varlığındaki hareketler araştırılsın diye özel denetim önergesi veriliyor. Normalde korkacağın, çekineceğin bir durum yoksa denetime karşı çıkmazsın. Bilakis bu şaibeli durum aydınlığa çıksın diye olumlu oy kullanırsın. Bilmediğin bir yanlış, bir alicengiz oyunu varsa, senide uyutup kandıranlar varsa ortaya çıkar, sende rahat eder, şaibe altında kalmaktan kurtulursun. Ama sayın başkan maalesef  böyle yapmıyor, yapamıyor...  Verdiğiniz imzaların gücüyle ret yönünde oy kullanılıyor?

Verdiğinizin ve boş vermişliğinizin ne işe yaradığını ANLADINIZ MI?.. Yada aslında kime yaradığını!...

***

TİLKİNİN SÖZÜ...

Bu kadar verirseniz olacağı budur. Benim diyeceğim; kimseye taraf olmayın bitaraf olun. Ancak hakkınızı aramaktan yana taraf olun, cesur olun. Korkmayın bertaraf olmazsınız.

Bir sözümde genel kurulda bahsi geçen kurbanlıklara. Bayram geçti kurtulduk zannetmeyin. Bayramda kurban edilmeyenler önce sağılır sonrada kasaba gider.  Rize'de denize atlayıp 3 gün yüzdükten sonra Trabzon'da çıkan dana Ferdinand'ı örnek alın, kurtulursunuz.

Bu genel kurul'da verenlerin vermişliği, ilgisizlerin genişliği, toplantı başkanının tarafgir bilgiçliği ve bu şartlarda hak arayan ortakların çaresizliği ile son buldu.

İster alının, ister düşünün ama artık UYANIN!..  Gidişat kötü... Benden söylemesi...

AR-TUR TİLKİSİ
  

Yorumlar