• https://www.facebook.com/Ar-Tur-De%C4%9Fi%C5%9Fim-Grubu-317439005726450/?__tn__=kC-R&eid=ARB4NBL3Vs9TQWe5A-44_yIA0NgaPkV1xMqIKRCQP2mhGAieKXlPnuiTVvQymsC3XzqNNV9-yeRH1aaJ&hc_ref=ARQyyP3-nW8sGDqkNmwU9BnsR60xirxP3PQ8mxFWNd1Q-qH3CVp_grrR0XN38tsEErg&fref=nf&__xts__%5B0%5D=68.ARB2_p2Jpw0XwG8B8BiYujKKSkAHONwai1obCzBMZN5Avvcr3f7gPzXQdDGi-sh5wBQhtDnILnVE9yUWhR6kSHfo48_f4jrK-oIvenlHG5deG6s0IoojOGWpO-cRaUYvj1_Fo0TnTdlWWlPOqlenCnnZd3Bv9lPm1UqBiWTAh8vWfyUmh-5E214nWxZj9vnPuuFGlXZxTq6oZoWwc5zOATsZ5PcBiTiqbDUIo3pRjePw4bMACgnftCLotxUGNYPsbKo9Njv4YuetLiefHP07nB_xOVje6_wcwK0MaHP3OcfnSn0uvQ8zVL5EPmqWOcfB-pmOz8mEkM78UrNuTSWM9-s
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com.
KÖYLÜ ÇOCUĞU VE BAŞKAN…

Ben köylü çocuğunu iyi bilirim…

Çünkü ben de bir köylü çocuğuyum…

Anadolu’da, Trakya’da doğup büyüyen herkes köylü çocuğudur aslında.

Belki anamız bizi bir tarlada, bir yayla evinde, bir çadırda doğurmadı…

Belki hepimiz koca öküzlerin çektiği sabanın peşinden koşmadık…

Bir çoban köpeğiyle sarmaş dolaş kırda bayırda dolaşmadık…

Ama olsun…

Mayamız köylüdür hepimizin…

Dedelerimiz, babalarımız…

Nenelerimiz, analarımız, köylüdür…

Hepimiz bayılırız ya! Fırından çıkan ekmeğin o mis gibi kokusuna…

İşte o koku buğday demektir… Toprak demektir… Yağmur demektir…

Mayamız köylü olmasa tanımazdık belki o kokuyu…

Aş erecek kadar… Bir yanımız şişecek kadar…

Başımızı mutlaka bir kınalı el okşamıştır…

Köylü çocuğu demek ana kuzusu demektir.

Anasının sözünü kanun bilip saygı duyan demektir.

Ayakları öpülesi analarımızın ninnileriyle büyümedik mi hepimiz.

Ninni köy ezgisidir… Mertlik, insanlık nağmesidir…

Aşktır, sevgidir, vatandır, bayraktır…

Analarımızın ak sütünü yudumlarken almışız biz bu hasletleri.

 

***

Aslında Türk olan hiç kimsenin bir diğerinden farkı yoktur köylülükte.

Kimimiz örgü yelekle, şalvarla, çarıkla, yemeniyle…

Kimimiz trikoyla, smokinle, kravatla, iskarpinle…

İçimiz köylüdür bizim... Yüreğimiz köylüdür…

Köylü dosttur…  Köylü arkadaştır…

Başkan da konuşurken “köylü çocuğuyum” dedi.

Ne güzel…

Mutlaka o da ninni dinlemiştir… Ana sütü emmiştir…

Ancak köylülük, başkanın sadece çocukluğunda kalmış anlaşılan…

Şimdilerde o sadece;  “işadamı(!)”

Köylü çocuğu mert olur… Zeki olur… Sözünün eri olur…

Peki, bizim eski köylü, şimdi kentli Başkan da bu hasletler kalmış mı?

“Seyyar satıcılık yaptım” diyen bir iş adamı:

Şirketin zirveye çıktığından ve profesyonel bir yönetim gösterdiklerinden bahsedebilirken,

Aldığı araziye 140 konutluk proje çizdirdiği ortaya çıkınca; sizler buranın kıymetini anlayın diye yaptım diyebiliyorsa…

3 A sınıfındaki konutları 4 B sınıfında teras villa evler diye ortaklarına sunabiliyorsa…

Kapı giriş ve spor tesisi gelirlerini şirkete,  burada çalışanların ücretlerini konut sahiplerine yüklemeyi becerebiliyorsa…

Kış aylarında arıtmanın katı pisliklerini deniz kenarına serip, sıvı pisliğini de denize boşaltmayı gizlemeyi biliyorsa…

Birde kalkıp kendinden önce neredeyse denize girilemeyecek duruma geldiğini söyleyip, denizlerimizi tertemiz yapıp mavi bayrakları dalgalandırdığından bahsedebiliyorsa…

Bizden tıkır, tıkır aldığı paralarla, sadece ana hatları döşeyip ara hatları boş verirken, isale hattı ve kanalizasyon sistemini yenilediğini söyleyebiliyorsa…

Allahın sopası yok ki, misali bu sözlerin ertesinde birçok kereler olduğu gibi sahil kesimindeki kanal sistemi patlıyor ve Burhaniye’den kiralık kuka getiriliyorsa… İki gün kokudan denize girilemiyorsa…

Tüm bu işlerin ve işletmelerin kime kaça ve nasıl ihaleye, kiraya verildiğini anlatmadan idare edebiliyorsa…

Ve hala çıkıp “rant’ın ne olduğunu ben bilmem” diyebiliyorsa… Ben ona inanmam arkadaş.

Bankadan alınan kredilere karşılık ipotek var mı, sorusuna “hayır” diyebiliyorsa…

Toplantı ekseriyeti kalmadığı için elektrik panoları ile ilgili gündem maddesi görüşülüp oylanmadığı halde uydurma oy oranlarıyla görüşülüp kabul edilmiş gibi tutanağa geçirtiyorsa…

Ortakların gözleri önünde Divan Başkanının elinden yırtarcasına önergeyi çekip alıyor ve yuhalanarak ayıplanıyorsa…

“Bir tane yanlışımızı ispatlasınlar yönetim olarak istifa ederiz” dedikten sonra, belgeli ve herkesin gözü önünde yapılan ispatlar karşısında hâlâ sus pus oturuyorsa…

Ben o’na inanmam arkadaş…  

Ben hâlâ köylüyüm… Ama o, artık köylü değil arkadaş!

Çünkü köylü mert olur…

Çünkü köylü dürüst olur…

Çünkü köylü sözünün eri olur.

Yayla kokar…  Toprak kokar… Ekin kokar…

Saman kokar… Çimen kokar… Mis gibi vatan kokar…

O artık köylü falan değil arkadaş! Köylüyüm diyerek, kendini bizlerle bir tutmasın arkadaş…

O düpedüz “İŞADAMI(!)” kokuyor.  Başka da hiçbir şey değil…

***

Köylü saf olur… Çünkü temiz kalplidir.

Yüreği iyilikle ve merhametle doludur.

Herkesi kendi gibi bilir.

Bu köylünün yumuşak karnıdır. O yüzden kandırıldığı çok olmuştur.

Ancak “zekidir” köylü aynı zamanda…

Yemek yediği tabağa pisleyeni affetmez asla…

Tıpkı tarlasına zarar veren ayrık otlarını söküp attığı gibi...

Hayvanına dahi yedirmez.

 Sadece, söker ve atar…

***

Halk arasında çok bilinen ve kullanılan bir atasözümüz vardır.

“El elin okkası terazisi” diye…

Bakın İsmail Koç adlı bir Balıkesirli vatandaş da Balıkesir Politika Gazetesine 07.07.2011 de gönderdiği e-mailinde, okkasını, terazisini nasıl kullanmış:

Ya hemşerilerim hiç akıllanmayacağız. Kimse haddini hukukunu bilmiyor. Yorumculardan birisi yazmış Avcıoğlu bakan yardımcısı olsun diye. Kardeşim mecliste yem mi sattıracan Avcıoğluna. Arkadaş ilkokul mezunu ne ısı var mecliste. Bigadiç’in en donanımlı adamını bul onu destekle. Gitti mi bakan olsun yardımcı falan değil. Ortaokul mezunu Akkaş’ı vekil yaptınız. Kendine çalıştı. İlkokul mezunu Avcıoğlu ne yapacak orada? Bak sağlık bakanına adam kafa zehir gibi 3. Donem bakan oluyor. Ulaştırma bakanı keza aynı şekilde. Böyle cıva gibi okumuş adamları bulacan. İlkokul mezunu bişey olmaz mı diye sorarsan ondanda Artur’a başkan olur. Bak Sait Ocaktan oranın başkanı işte. Balıkesir’i donanımlı bilgili kişilerle büyütelim hep beraber.

 

Köylü kardeşlerim, bu yorumdan bizde kendimize bir pay çıkaralım mı? Ne dersiniz?

 

Osman Ferhan Can

Ar-Tur Değişim Grubu

www.ar-tur.com

  
2894 kez okundu

Yorumlar

YAĞMUR MU YAĞIYOR? ŞAPIR ŞUPUR,ALLAHA ŞÜKÜR.     17/09/2012 22:17

Bu kadar eleştiriye,bu kadar pişkinlik.PES! valla. Bence az bile yapılıyor, daha çok eleştiri yapılmalı. Hatalarını kabul etmeyi öğreninceye kadar,yüzleri kızarıncaya kadar,koltuğu bırakıncaya Bıkmadan usanmadan aydınlatılmalı Ar-Tur halkı. Bizleri düpedüz salak yerine koyuyorlar.Değişim Grubuna sonsuz teşekkürler. Herkes elini taşın altına koysun artık.
Misafir -

     12/09/2012 18:37

wayy beee arkadaşş........:)
Misafir -