Sayın Divan Üyeleri, Sevgili Ar-Tur’lular,

Bildiğiniz gibi geçen yıl, yönetimin satın aldığı arazi üzerinde herhangi bir yapılanmaya gidilmemesi için bir grup oluşturduk. Grup arkadaşlarım dikkatli ve titiz çalışmalarla, Ar-Tur’da gizlenen gerçekleri birer, birer ortaya çıkarıyorlar. 

Özellikle karmakarışık edilen muhasebe hesaplarını inceleyebilsek, durumun vahametini daha çok ortaya koyabileceğiz.

Bu durum Sait Ocaktan beyi çok korkutuyor.

Çünkü bu hesaplar incelendiğinde yapılan keyfi uygulamaları ortaya çıkacak.  Başı ciddi şekilde sıkışacak.

Onun için ben ve arkadaşlarım hakkında iftira kampanyaları düzenliyor. Daha öncede bazı kişileri hırsız, uyuşturucu kullanan, bölücü, sabıkası var gibi iftiralarla korkutup uzak durmalarını sağladı. Hatta anlatılanlara göre geçen yıl, bir ortağımız kendine yapılan ağır bir iftira nedeniyle ar-tur yönetim kurulu başkanını terlikle kovalayıp dövdü… Olay karakolluk oldu…

Başkalarına çamur atmaya çalışan, 82 yaşına gelmiş birinin ihtirası uğruna, ne hallere düştüğünü, görebiliyor musunuz?

Sait Ocaktan Bey… Başkalarını korkutabilirsiniz. Ancak beni asla korkutup, yıldıramazsınız… Allahtan başka kimseden korkmadım ve korkmam… Bunu kafanıza iyice yerleştirin.

Kaldı ki, ben bu bölgenin insanıyım. Havran’da doğdum. Burhaniye iskelesindeki şimdi bacasının yarısı yıkık fabrikamızda gençliğim geçti. 30 yıl İstanbul’da önemli şirketlerde üst düzey yöneticilik yapıp emekli oldum. Halen İstanbul’da bir Fransız yapı kimyasalları üreten şirketin yönetim kurulu üyesiyim. Sülalemin insanları; Ayvalık’ta, Gömeç’te, Karaağaç’ta, Burhaniye’de, Havran’da yaşadılar ve yaşıyorlar. Bölgeci değilim ve bölgecilik yapmam. Her şeyden önce Türk olmakla gurur duyarım. Bunları söylememin nedeni; burada herkesin beni tanıdığını ve kim olduğumu iyi bildiklerini anlatmak içindir.

Sevgili Ar-Tur’lular,

Bu yıl gündemde seçim yok… İsteyende yok… Ancak şunu iyi bilmenizi isterim; 2000 ortaklı ar-tur’u büyük bir ziyafet sofrasına çeviren, dostlarıyla yiyip, içenlerin hesabı ödemeden gitmelerine asla müsaade etmeyeceğiz.

Bu güne kadar yavaş davrandıysak, Ar-Tur Yönetim Kurulu Başkanlığı makamının yıpranmaması, ele güne, bölgeye, basına rezil olmamak içindi.  Ancak belli oldu ki, şirket çalışanları ile toplanan vekâlet oylarla bu hesapsızlık ve aymazlık düzeni devam edecek…

Sayın Ortaklar,

Yaklaşık 10 yıl önce Adapazarı’nda bir firmaya ait, artık kullanılmayan eski teknoloji, fiyatı emsallerine göre çok daha pahalı, paslanma ihtimali olan içi saç ve üstü kauçuk kaplı olduğu söylenen su borularını aldılar. Kış ayında yapılan olağanüstü genel kurul’da bütün itirazlarımıza rağmen cebindeki vekâlet oylarla karar alıp bu boruları döşettirdiler. Sait Ocaktan bey, o tarihten bu yana ortakları yanlış bilgilendirerek korku politikasıyla şirket yönetmiştir. Yönetime kimse talip olmamasına rağmen; eyvah! Biz almazsak başkası alacak, kapılar açılacak öcüsüyle yaptığı bütün işler şaibeli… İsale hattı, otel tefrişi, tilki koyu, havuz, kanalizasyon boruları… Hepsi... Bunlardan hangi birinin açık hesabını ortaklarına vermiştir.

Bardağı taşıran son damla ise alınan araziye karşılık yapılan 9 evin maliyetleriyle ilgilidir. Karaağaç belediyesine gerçek değerinden beyanname verip, ortaklarına ucuza demir aldım, beton aldım diyerek iki misli yüksek maliyet göstermesidir.

Bu dediklerim söylenti veya dedikodu değil belgeli bir yolsuzluktur.

İşte belgesi! …

Sayın Ortaklar,

Birazdan yönetim kurulu başkanı daha öncede yaptığı gibi, “kursağımdan haram tek kuruş geçmedi”, “ne yaptımsa ar-tur için yaptım, hatta cebimden para harcadım”, “derhal araştırma komisyonu kurulsun” gibi hamaset nutukları atacaktır. Hatta daha ileri gidip “istifa ederim, kayyum gelir” tehditlerinde bulunacaktır.

Ama ben peşinen söyleyeyim; sayın ocaktan bizler senin istifanı istemiyoruz… Onu sen istiyorsun… Hesabı ödemeden kaçmanın yollarını arıyorsun... Bizlerse senin hesap vermeni istiyoruz… Zaman aşımına uğrayıp imha edilmeden şirketin bütün defterlerinin ve belgelerinin gerçekçi gözlerle incelenmesini istiyoruz.

Sayın Divan Başkanı,

Ar-Tur Anonim Şirketinin 2011-2012 hesap dönemini anlattıklarımdan da anlaşılacağı üzere ibra etmiyorum ve kayıtlara geçirilmesini rica ediyorum.

Sayın Ar-Tur’lular,

Sizlere de, yıllarca vekâlet vererek, ibra ederek, güven gösterdiğiniz bu yönetimin güveninizi kötüye kullandığı için ibra etmemenizi öneririm.

Hepinize sağlık ve mutluluk dolu günler dilerim.

İsmail Atıf Doğrular

AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU

Yorumlar