Ar-Tur Turizm Endüstrisi Anonim Şirketi’nin 25.08.2012 tarihinde yapılan Genel Kurul Toplantısı yine birçok skandala sahne oldu.

Geçen seneki Genel Kurulda yaşananlar Yönetime hiç ders olmamış. Bu toplantıda da aynı hatalar ve yanlışlar devam etti.

Oy pusulalarına ad ve ortaklık numarası yazıldığı görüldü. Şirket Yönetimine bunun gizli oylamanın niteliğine aykırı olduğunu ve düzeltilmesini istediğimiz bir dilekçe verdik. Bu husus düzeltilmemiş olsaydı toplantının iptali dahi gündeme gelebilirdi.

Katılımcılara sadece bir oylamaya yetecek oy pusulaları dağıtıldığı için salonda yine kargaşa çıktı. Yönetimin ibra oylaması gizli yapılırken denetimin ibrası oylaması mecburiyetten açık oylamayla ad okunarak yapıldı. 

Ar-Tur Değişim Grubu olarak bizlerin ve toplantıya katılanlarının çoğunluğunun iyi niyeti ve hoşgörüsü sayesinde toplantıya devam edilebildi.

Kısacası; içinde trajedilerin, komedilerin olduğu kötü bir tiyatro oyunu sahneye konulmuş gibiydi. Bu tiyatronun seyircileri arasında bildik provokatörler de yerlerini almışlardı. Ar-Tur’luya hiç yakışmayan bir toplantı daha akıllarda kalan şu olaylar ve sözlerle tarihteki yerini aldı.

Divan heyetinin teşkili yine tartışmalı bir oylamadan sonra güçlükle oluşturulabildi. Divan teşkilinde Yönetim Kurulu’nun önermiş olduğu liste yeterli oyu alamadı. Bizce bu sonuç; Ar-Tur’luların uyanış içinde olduklarının ilk belirtisiydi.

Divan başkanlığına Sayın Zeki Güngör, başkan yardımcılığına Sayın Emin Ülkü, kâtipliğe Sayın Gülen Smiles, oy toplama memurluklarına ise Sayın Lale Kuyucu Azak ve Sayın Ergüder Güvener seçildiler.  

İlk olarak Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Sait Ocaktan’a söz verildi. Oturduğu yerden Ar-Tur’lulara hitaben yapmaya çalıştığı konuşmanın raporla hiçbir ilgisi yoktu.  Köylü çocuğu olduğundan, seyyar satıcılık yaptığından, iş adamı olduğundan bahsetti. Kendisine haksız eleştiriler yapıldığından, web sitemizde hakaret dolu yazılar yazdığımızdan ancak bizi muhatap bile almadığından dem vurdu. Doğrusunu isterseniz çaresizlik içinde, konuşmuş olmak için söylenen sözlerden öte gitmeyen bir bölümdü. Konuşması sırasında anlattıklarının doğru olduğunu ispat etme çabasıyla, ikide bir ortaklar arasında bulunan birini; “öyle değil mi Hüseyin bey, iyi ki buradasın” gibi sözlerle şahit göstermesi ise trajikomik bir durumdu. Yapılan işlerin hesabını vermek için elle tutulur belge sunmak yerine Hüseyin beyin adını telaffuz etmesi gülüşmelere yol açtı. Hüseyin Bey, “bozacının şahidi şıracı misali” “evet onaylıyorum” manasında kafa salladı mı göremedik. Ancak Başkanın bu çaresizliği çoğu kişi için inandırıcılıktan uzak, düşündürücü bir davranış olarak zihinlere kazındı.

Ortaklardan konuşmak iç söz alıp kürsüye çıkanların tamamı Yönetimi eleştiren konuşmalar yaptılar. Ar-Tur Değişim Grubu üyelerinin dışında söz alan Sayın Dr. Çetin Kaya, gazeteci Sayın Savaş Süzal, Ar-Tur proje mimarlarından, yüksek mimar Sayın Servet Kılıç’ın konuşmaları ilgiyle dinlendi. Konuşmacıların hepsi de eleştirel ve yönetime tavsiyeler niteliğinde konuşmalar yaptılar.  Yönetimin faaliyetlerini beğenip, destekleyenler ise,  kürsüye çıkıp konuşmak yerine, uzaktan bağırıp çağırarak, konuşmacıları sabote etmeye çalıştılar.

Zamların geri çekilmesiyle ilgili verdiğimiz önerge okundu. Ancak gündeme madde ilavesi sayılacağından bahisle oylama yapılmadı. Sayın Yönetim Kurulu Başkanı toplantının gidişatının aleyhlerine olduğunu, o müthiş iş adamı zekâsıyla hissetmiş olmalı ki, durumu lehine çevirebilmek için bir hamle yaptı. Zamları bu dönemde geri çekeceğini, yarı yarıya azaltabileceğinin müjdesini verdi. Gerçi Divan Başkanı pişmiş aşa su katmaya çalışsa da Ar-Tur halkı artık vaat edileni duydu.  Bu vaadin peşini zannederim hiçbir Ar-Tur’lu bırakmayacaktır.  

Konuşmacılara devamlı müdahalelerde ve sataşmalarda bulunan Peynirci lakaplı kişi yaşına başına bakmadan salonun “en sporcu kişiliği” unvanını alabilmek için çok uğraştı. Ancak herkes finişe doğru koşarken o tersine koştuğunun farkında bile değildi. Salonun en sporcu kişisi olamadı ama zannederiz; “en itici” kişisi olma unvanını hak etti. Bir konuşmacının kürsüden şirket borçlarından bahsetmesi sırasında, durumdan vazife çıkararak “merak etme, borçları ben öderim” diye bağırması ise tam bir komediydi.  Yakınlarda oturan bir bayanın ise şaka yollu,” bakın borçları adam ödeyecekmiş. O zaman korkacak bir şey yok” demesi ise çok kişiyi gülme krizine soktu.

Bir kısım insanlarda sanki kendi aralarında bir yarış düzenlemişlerdi. En fazla vekâlet kimde oyunu… Hatta bir ara bu oyuna Yönetim Kurulu Başkanı bile katıldı. Bendede şu kadar vekâlet var diye. Tıpkı babasının parasıyla övünen çocuklar gibiydiler. Vekâlet oylarını açıklamayı pek sevmeyen yönetim bu sefer topladıkları vekâletleri açıklamak zorunda kaldılar.

Toplantının en flaş, en sansasyonel tespiti ise, Sayın Av. Cavit Tuna’nın konuşması sırasında oldu. Başkana hitaben “Banka kredileri için şirket mallarından ipotek verdiniz mi? ” diye açık ve net sordu. Başkan soruyu cevaplamakta zorlandı. Ağzından çıkan “yok” sözcüğü mikrofondan bütün salona yayıldı.  Sayın Cavit Tuna bunun üzerine şirket gayrimenkullerinden nerenin, hangi şartlarla ve kaç lira için ipotek edildiğini anlattı. Belgesi gösterilerek yapılan bu flaş açıklamanın salonda bulunanların zihninde her şeyi daha da netleştirdiğine eminiz.  Evvelce açıkladığımız bir diğer flaş açıklamada Konutların 4B olduğunu söyleyen yönetime cevap olarak Karaağaç Belediyesinde 3A olduğunu ortaya çıkaran belge idi. Aklıselim kişiler zaten bu iki flaş haberle neyin eğri neyin doğru olduğunu kavradılar.

Verdikleri bir önergenin kabul edilmemesi üzerine tartışmalar yaşanırken bu güne kadar hiç alışık olmadığımız, yakışıksız bir olay yaşandı. Divan Başkanı elinde önerge dilekçesiyle etrafı yatıştırmaya çalışıyordu. Önergelerinin reddedilmesine sinirlenen Ar-Tur Yönetim Kurulu Başkanı yaşından başından umulmayacak bir çeviklikle, masanın üzerinden uzanarak önergeyi Divan Başkanının elinden yırtarcasına çekip aldı. Şaşkınlık yaratan bu olay karşısında salondan bağrışmalar ve yuhalamalar yükseldi. Divan Başkanı ise ilk şaşkınlığı atlattıktan sonra sadece kınamakla yetindi.  Ar-Tur,  Ar-Tur olalı böyle bir olay yaşandı mı bilinmez ama bu toplantının en ayıp olayı idi. Ortaklara saygı sunularak açılan bir genel kurul saygı dışı bir hareketle iyice sulandı. Divanın olduğu yere çıkıp sohbet edenlerle, ortada eli cebinde dolaşanlarla tam bir kahvehane havasına büründü. 

Hiçbir önerge olmadığı için el kaldırma şeklinde yapılan oylamada Sayın Nevres Erbaşı’nın Yönetim Kurulu üyeliğinin onaylanmaması Yönetimde büyük infiale yol açtı. Av. Nevres Erbaşı’nın telaşlı ve çaresiz hali gözlerden kaçmadı. Sahnenin neresinde duracağını şaşırdı. Vekâlet zenginleri oylaması bitmiş bir gündem maddesine önerge vermek suretiyle vekâletleri devreye sokmaya çalıştılar. Yapılmış bir oylamadan sonra verilen önerge kanunen geçersiz olmasına rağmen ipin ucunu iyice kaçırmış bulunan Divan Başkanı tarafından, bin dereden bin su getirilerek kabul edildi. Vekâlet oylarla üyeliğinin onaylanması sağlandı. Doğrusu bizler bir hukukçunun böyle kanunsuz bir uygulamayı nasıl içine sindirebildiğini anlayamadık.

Çoğu kişi seyredilen bu basit sokak tiyatrosundan sıkılmış olmalı ki, toplantıyı terk edip gitti. Bu sebeple gündemin son maddeleri yeterli ekseriyeti kalmadığı için görüşülemedi.

Toplantıdan çıkardığımız sonuca gelince; Ar-Tur’lu artık görüyor, duyuyor ve irdeliyor. Buda karanlıklar içinden ışığın görünmesi demektir.

Tüm Ar-Tur’lulara yeni yönetim döneminin hayırlı, uğurlu ve umut dolu olmasını dileriz.

Ar-Tur Değişim Grubu

www.ar-tur.com

Not: Arkadaşlarımızın ve ulaşabilirsek diğer konuşmacıların konuşma metinlerini de web ve facebook sitelerimizde yayınlayacağız.

Yorumlar