Sayın Koray Şenefe,

“Bize kazandırılan yerlerin bedelini ödememizin külfeti, sizin bahsettiğiniz gibi uzun vadeli getiri sağlayacak kadar lüksümüzün olduğunu da düşünmüyorum” derken zannederim kısa vadeli banka borcumuzu kastediyorsunuz.  Bu borcun ne kadar bir vade ile alındığı bilançomuzda gözükmediği gibi tarafımıza da bir bilgi verilmemiştir. Ancak bu borcun banka tarafından ipotek karşılığı verildiğini biliyoruz. Bundan da, kabuk çatlatıp zirveye oturduğu söylenen Ar-Tur Turizm Endüstrisi A.Ş.nin bankalar nezdinde güvenilirliği olmadığı sonucu ortaya çıkıyor. Genel Kurul Toplantısı sonrasında yazarak Ar-Tur’da dağıttığımız değerlendirme ve teşekkür yazımızda şöyle yazmıştık:

“Sayın Ar-Tur dostları, yapılan oylama neticesinde eski yönetim yeniden seçilmişlerdir. Kendilerine başarılar dileriz. İnşallah korku ve çekince duyduğumuz faaliyet ve eylemleri yapmaz, çoğu emekli maaşıyla geçinen ve ekonomik zorluk içinde olan ortakların ceplerine el atmazlar. Hesapsızca yaptıkları borçları ödeyebilmek için Ar-Tur’un mal varlığına dokunmadan, içimize yeni ve yabancı insanları sokmadan bir çare bulurlar. Yeni gelir kaynakları yaratırlar. Ana sözleşmemize, kanunlara ve Ar-Tur saygınlığına uygun faaliyetlerde bulunurlar.”

Maalesef korktuğumuzun bir tanesi başımıza geldi. Toplantı öncesinde ortaklara dağıttıkları kitapçıktaki 2011-2012 Tahmini Bütçe bölümünde Konutlara Götürülen Hizmet Gelirlerini 882.000,00 TL olarak göstermelerine ve Genel Kurul’da bu yönde bir talebi de gündeme dahi getirmemelerine rağmen, hiçbir açıklama yapmadan %100 zam yapmalarını ne mantıkla nede insafla bağdaştırabilirsiniz.

Sayın Koray ısrarla bizim ne yapabileceğimizi soruyorsunuz. Evvelki yazımda da bu konuda geniş katılımlı bir toplantıyla veya anketle ortaklarla birlikte karar vereceğimizi anlatmaya çalışmıştım. Demek ki yeterince anlatamamışım.  Her durumda başımıza sarılan bu borçtan mutlaka bir acı reçete ile kurtulmak zorunda olduğumuz gerçeğinden kaçınamayız. Ancak ”Sizlerin cebinden para çıkmayacak. Şirket gelirleriyle alacağız” diye yazdıktan sonra kredi alınmak suretiyle borçlanıp bu borcu da bize ödetmeleri bir aldatmaca değimlidir? Bu alınan arazideki bilinmeyenler keşke bu kadarla kalabilse… Biz bu borcun ödenebilmesi için kısa vadede şu hususları ortaklara önerebilirdik:

-Ortaklardan borç bedeli kadar üç veya dört taksitte ödeme yapmalarını istemek.

- Alınan arazinin şirketimize kazandırdığı değer göz önüne alarak  eğer mevzuat yönünden uygunsa, sermaye artırımı yapmak ve bedelli hisse senedi vermek.

- Bu arazinin veya diğer imarlı yerlerimizin uygun olanına borç miktarı kadar teminat alarak, yap işlet devret şekliyle mükellef bir dinlenme tesisi, otel yaptırmak ve belli süre yapımcı firma ile ortak işletmek.

Bu arada borçları konutlara götürülen hizmet aidatlarına yaptıkları zamla ödediklerinde haksız bir durumun ortaya çıktığını da belirtmek isterim. Alınan bu araziye tüm ortaklar hissedar olmasına rağmen borcu sadece konut sahiplerinin ödemesinin mantığını nasıl izah ederler bilemiyorum. Bu güne kadar Ar-Tur’a yapılan yatırımlar ve işletmelere de tüm hissedarlar ortak olmasına rağmen paralarının sadece konut sahiplerinden alınmış olması da enteresan bir durumdur.

Aslında her ne ad altında yapılırsa yapılsın, Anonim Şirketlerde aidat toplanmasının, Türk Ticaret Kanununa göre mümkün olmadığı gerçeğini de göz ardı etmemek gereklidir.

Aydınlatıcı olabildiğimi umut eder sevgilerimi sunarım.

Not: Yazım uzun olduğu için yorumlar bölümüne yazamıyorum. Bu sebeple ana sayfada paylaşmak zorunda kalıyorum. 

Yorumlar