Bu günlerde yaza hazırlık maksadıyla Ar-Tur’da ot ilaçlaması yapıldığını öğrendim.  Çevreye ve canlı sağlığına duyarlı ortaklarımız ilaçlama yapılan yerlerdeki yeşil otların sapsarı kesilip, kurumaya yüz tuttuklarını gösteren fotoğrafları ve izlenimlerini tarafıma iletilerek endişelerini dile getirilmektedirler.   Doğrusu bende, bu tür ilaçlama ile ot kurutmanın zararlı olabileceğine inanmaktayım. Çocuk parklarında ve oyun sahalarında yapılan ilaçlamaların bilhassa çocuk sağlığı üzerinde zararlı etkileri olması ihtimali çok fazladır.  Tarımsal ilaç kalıntılarında en büyük risk grubu çocuklarımızdır. Bu, ihmale gelmeyecek, ciddi bir konudur.

Ot kurutmak maksadıyla ilaçlama yapılması konusunda birçok uzman, ilaçlama yerine çapalama, belleme ve tarım aletleriyle usulünce yok etme ve atıklarının da tekrar toprağa kazandırılmasından yanadır. Bu kimyasal maddeler, ağaçların ve diğer bitkilerin dengesini bozmaktadır. Yer üstü ve yer altı sularını kirletebilir. Diğer yandan havaya karışarak deri ve teneffüs yollarıyla insana geçip toksik etki yapabilir. Zehirlenmelere dahi yol açabilir. Bu görüşleri savunan bilim adamı ve uzmanların sayısı azımsanmayacak kadar fazladır. Bilinçsizce kullanılan bu kimyasallar suya ve toprağa da karışarak amaçladığımız hedef dışında tüm ekosistemi tehdit etmektedir. Yapılan çeşitli araştırmalarla söz konusu kimyasallara maruz kalan tarım işçilerinin erkek üreme hücrelerinde zayıflık ortaya çıkardığı tespit edilmiştir. Konunun uzmanlarının laboratuarlarda yapmış oldukları deneyler ve zaman içinde yapılan incelemeler neticesinde; söz konusu kimyasalların, kalp ve karaciğer üzerinde toksik etki yaptığı görülmüştür. Zirai mücadelede kullanılan ilaçların pek çoğu artık kanser oluşturma tehlikesi var olan ürünler olarak kabul edilmektedir. Bu etkinin, zaman içinde hücrelerde mutasyona yol açtığı da tespit edilmiştir.
Tüm insan vücudu ve doğa üzerinde olumsuz etkileri olan zirai mücadelede kullanılan ilaçlar, bazı ülkelerde kullanımdan kaldırılmaya çalışılıyor.  Ülkemiz de ise, önlem olarak, sadece ilaç doz ayarlaması yapılmakla yetiniliyor.

Yabani otları biyolojik yollardan yok etmeye çalışmanın çok daha doğru bir yöntem olacağı kuşkusuzdur. Bu konuda Ar-Tur Yöneticileri ve İdarecileri acaba gerekli hassasiyeti ve özeni gösteriyorlar mı?  Yaptıkları uygulama ve kullanılan maddeler ile ilgili bir açıklama beklemek en tabi hakkımızdır. Senelerdir Ar-Tur’da perişan olan sevimli dostlarımızın rehabilitasyonu için bir çare üretmeyen, birçok konuda ortaklarına bilgi vermeyen ve açıklama yapmayan bir yönetim Ar-Tur’luların kaderi olmamalıdır.

Tüm Ar-Tur’luların doğayı koruma ve sağlıklı çevre konusunda gerekli hassasiyeti göstermeleri dileğiyle sevgi ve saygılar.

Osman Ferhan CAN

Ar-Tur Değişim Grubu

Yorumlar