KABUK ÇATLADI, ARTIK ZİRVEDEYİZ(!)

Şirket yönetimi gönderdikleri 50 nolu sirkülerde ne diyor?

“Şirketin mali durumu çok çok iyidir.”

“Ar-Tur kabuğunu çatlatarak, zirveye oturmuştur”

Benzer ifadeleri senelerdir yazarlar.   

"Bir şeyi kırk kere tekrarlarsan olur" denir ya…

Olan oldu en sonunda.

Ar kabuğunu çatlattık(!)

*

E kabuk çatlayınca; zirveye oturmak da kaçınılmaz oluyor haliyle(!)

Aslında 2010 yılında bir kere daha çatlatmıştık(!)

Yüzde yüz zamlı aidat kazığı, şöyle bir kendini göstermişti de devamı olmaz zannedip gık’ımızı çıkarmamıştık.

Sen misin sesini çıkarmayan?  Zam kazığı bu; uygun ortamı bir buldu mu kök salar namussuz(!)

Alın size yeni bir yüzde yüz daha!

Her üç ayda bir öderken zamlı aidatlarımızı.

Daha da bir oturacağız kazığın zirvesine(!)

*

Hani çoğumuz “sabit gelirli” insanlarız ya...

Sırf bu sebeple aidatlara zam yapmak yerine, şirket gelirlerinin artırılmasına çalışacaklarını söylediler.

Anlaşılan bizler “sabit gelirli” değil de, “ oynak gelirli” olsak; şirket gelirini artırmayı düşünmeyeceklermiş.

O zaman nice olurdu halimiz?

Gerçi, isale hattının, biyolojik arıtmanın, PTT binasının, kanalizasyon yenilemenin paralarını da bizler ödedik.

Hatta Ar-Tur’a giriş yolu asfaltlama haracını, pardon, parasını bile bizler ödedik.

Olsun, onlar aidattan sayılmaz(!)

*

Hani meşhur bir fıkra vardır ya;

Ringde iki boksör kıyasıya boks yapıyor.

Boksörlerden Temelin ağzı burnu kan içinde diğer boksörde çizik bile yok.

Her gonk çalışında Temel salya sümük köşesine gider.

Antrenörü de her defasında; çok iyi gidiyorsun adamı perişan ediyorsun nerdeyse yere seriyordun filan diye Temele gaz verir.

Temel yediği yumruklardan gözleri tamamen kapanmış bir vaziyette son raunda girerken antrenörüne;

“Hocam, adamı çok iyi dövdüm, perişan ettim değil mi?”diye sorar

Antrenörü “Evet evet, adamı perişan ettin, çok iyi dövdün” deyince, Temel der ki;
“İyide; ringde beni döven kim?”

*

Bizim şirkette maşallah her konuda zirveye ulaşmış(!)

Mali durum çok çok iyi, trilyonlar konuşuluyor(!)

İyide; aidatlara yüzde yüz zam yapıp bizleri öpen kim?

*

12 senede neler yapmışlar, neler(!)

Hepsini yazmışlar tek tek.

Kaç kere daha yazmışlardı ya olsun.

Biz ancak anlarız.

Migros var.

Balık restoran var.

Martı koyu lokal var.

Erikli ve Düdüklü suyu satış yerleri var.

Dondurma büfeleri var.

Var oğlu var.

Tamamı 81 kalem.

“Ağaoğlu Yaşam Mimarı” görse kıskanır(!)

Her yaz dönemi Ar-Tur’a gidenler neredeyse Ar-Tur’u tanıyamıyorlar!

Yanlış mı geldik diye tekrar gidip kapıya bakıyorlar; “Halil efendi” orada mı diye…

Değişim ve gelişim o derece yani.

Hepsi güzelde, Miğros binasıyla, Erikli suyu depo ve satış yeri; mimarisiyle, albenisiyle daha da bir güzel (!)

Bu tarihi harabelere bir bakan, bir daha bakar(!)

*

Eserler içinde en son 51.700m2 olarak bedava(!) denecek fiyata alınan arazi ise apayrı bir önemde.

Hani cebimizden para çıkmadan alınan, uğruna senaryolar, pardon methiyeler düzülen trilyonluk arazi.

Allahtan sahipleri biraz saf(!) çıktıda; şirket parasıyla, şirketin yaptırdığı “konutçuklarla”(!) ucuza kapayıverdik.

Gerçi “bir takım çevreler” bu konuda kafa karıştırmaya çalışıp “akıl oyunları” yapmışlar ama siz inanmayın onlara…

Ar-Tur A.Ş. Yönetiminin “2023 çılgın projesi”(!) burada gerçekleştirilecek.

Plan, proje hazır(!)

İş bir olağanüstü toplantı kararına kaldı.

Bu toplantıda nasıl olsa uygun bir zamanda oluverir canım.

 Dert ettiğiniz şeye bakın.

 *

Bakın bu yönetim iş başına geldi neler oldu; kendi yazdıklarından anlayın:

“12 sene içinde sizlerin destekleriniz ile ilk önce Ar-Tur’da birlik, beraberlik, huzur, güven ve istikrar sağlandı. Bu huzurlu ortam içerisinde pek çok işler yapılarak sizlerin hizmetine sunuldu.”

Tabi ya, eskiden Ar-Tur’da birlik beraberlik mi vardı? Kavga, dövüş, eşkıyalık almış başını gidiyordu(!)

Nankörlük etmeyin(!)

Bakın bunlar yönetimde değilken deniz suyu bile buz gibiydi. Şimdiyse maşallah sıcacık.

Tevazudan yazmamışlardır ama ben bilirim; rüzgarı durduramadılar ancak suyu mutlaka onlar ısıtmıştır.

Osman Ferhan CAN

www.ar-tur.com

Yorumlar