ÇAKMA ATATÜRKÇÜ(!)

Anayasamızın 134. Maddesi ne göre “Atatürkçü düşünceyi, Atatürk ilke ve inkilaplarını bilimsel yoldan araştırmak; ülkümüzde temel unsur olan Türk Kültürünü yaymak ve yayımlamak” temel amacı olan Atatürk Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’nun yönetim kuruluna atanan kişi “Atatürkçü olmayı kendime hakaret sayarım” demiş.
Bir röportajında şöyle söylemiş:“Bizim devlet terbiyemizde bir göreve talip olmak yoktur. Görevler verilir. Bir ay önce önerildi. Ben de kabul ettim.”
Mademki bu göreve atandın…
Mademki, sesini soluğunu çıkarmadan, balıklama atladın…
O zaman,  Kurum Tüzüğünün, İlkeler Bölümü 4. maddesi  (a) şıkkındaki “Millî mücadele ruhu ve bilinci içerisinde; Atatürkçü düşünceye, Atatürk ilke ve inkılâplarına, toplumun mutluluğu inancına, millî kültürümüzü çağdaş medeniyet seviyesinin üstüne çıkarma azim ve kararlılığına bağlı kalmak ve sahip olmak,” ilkesine ki; bunun adı kısaca “ATATÜRKÇÜLÜK” demektir, aynen uyacaksın.
Konuştuğun zaman mangalda kül bırakmayan sen…
Dün siyah derken, bu gün ak diyen sen…
"Devlet için kurşun atan da yiyen de şereflidir" diyen sen…
Apo’yu paşa yapalım diye ortaya çıkan sen…
Ne kadar ağlasan, ne kadar bağırsan da, fayda etmez…
İster hakaret say, ister hak etmediğin bir lütuf…
“Ben Atatürk’e değil, Atatürkçülüğe inanmıyorum” desende, atandığın kurumun ilkesi; “Atatürkçülük”.
 Sana hiç yakışmadığına bende eminim amma…
Ne yazık ki, değirmenine su taşıdıkların iş başındalar.
Seni, çakmada olsa “Atatürkçü” onlar yaptılar!
Demek ki, senin “anlayışına” göre, sana “hakaret” etmiş oldular.
Bu atamada bir hakaret unsuru olduğunu herkes biliyor.
Merak etme…
Bu hakaretin asıl hedefinin sen olmadığını, fakat hakaret unsurunun sen olduğunu da biz biliyoruz…

Osman Ferhan CAN
Ar-Tur Değişim Grubu üyesi
www.ar-tur.com

Yorumlar