• https://www.facebook.com/Ar-Tur-De%C4%9Fi%C5%9Fim-Grubu-317439005726450/?__tn__=kC-R&eid=ARB4NBL3Vs9TQWe5A-44_yIA0NgaPkV1xMqIKRCQP2mhGAieKXlPnuiTVvQymsC3XzqNNV9-yeRH1aaJ&hc_ref=ARQyyP3-nW8sGDqkNmwU9BnsR60xirxP3PQ8mxFWNd1Q-qH3CVp_grrR0XN38tsEErg&fref=nf&__xts__%5B0%5D=68.ARB2_p2Jpw0XwG8B8BiYujKKSkAHONwai1obCzBMZN5Avvcr3f7gPzXQdDGi-sh5wBQhtDnILnVE9yUWhR6kSHfo48_f4jrK-oIvenlHG5deG6s0IoojOGWpO-cRaUYvj1_Fo0TnTdlWWlPOqlenCnnZd3Bv9lPm1UqBiWTAh8vWfyUmh-5E214nWxZj9vnPuuFGlXZxTq6oZoWwc5zOATsZ5PcBiTiqbDUIo3pRjePw4bMACgnftCLotxUGNYPsbKo9Njv4YuetLiefHP07nB_xOVje6_wcwK0MaHP3OcfnSn0uvQ8zVL5EPmqWOcfB-pmOz8mEkM78UrNuTSWM9-s
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com.

İşte o yazı...

Yakın tarihimizden bir örnek verelim: 1937 yılında çıkan “Dersim İsyanı”nın,
hiç şüphesiz, çeşitli ve karmaşık nedenleri vardır. Bu çeşitli ve karmaşık
nedenlerin iki tanesi önemliydi.
Hükümet, “Umumi Müfettişlikler”e
hazırlattığı raporlardan sonra Tunceli yöresinde aşiretlerin ellerindeki
silahların toplanması kararı almıştı. Aşiretler, bu karara karşı direndiler.
Ayaklanmanın nedenlerinden biri de aşiretlerin Tunceli’den alınıp Batı illerine
sürgüne gönderilmek istenmesiydi. Aşiretler 25 Aralık 1935 tarihinde çıkarılan
“Tunceli Kanunu” ile başlayan uygulamalara da karşı
çıktılar.
2884 Sayılı
“Tunceli Kanunu”, bölgede “Umumi Müfettişlikler” kuruyor, Tunceli ilinin
yönetimini korgeneral rütbesindeki bir askeri valiye bağlıyor ve görevlilere
olağanüstü yetkiler tanıyordu... Bu yasa, 1935 yılından 1946 yılına kadar
uygulandı.
İbrahim Tali Öngören, Abidin Özmen, General Kâzım Dirik, Tahsin
Uzer ve Korgeneral Abdullah Alpdoğan’ın hazırladıkları raporlarda, bölgede
bayındırlık işleri başta olmak üzere reform niteliğinde
dönüşümler yapılması
öngörülmekteydi.
Bakanlar Kurulu, “Umumi Müfettişlik” raporları doğrultusunda
şu kararları almıştı:
1. Silahların toplanması,
2. Aşiret ağalarının ve
aşiret ağası olabileceklerin Dersim’den uzaklaştırılmaları,
3. Dersim’de ve
toprak ağalarının etkisinde olan yerlerde köylülere toprak dağıtılması,
4.
Yol ve okul yapmak.
Bu önlemlerden, aşiret ağalarının sürgün edilmeleri
elbette antidemokratiktir. Kimse bugün bu tür önlemleri savunamaz. Ancak, yoksul
köylülere toprak dağıtmak, yörede okul ve yol yapmak, toprak aşiretlerin
etkilerini azaltacak önlemlerdi. Yoksul köylülere toprak vermek ve yörede okul
ve yol yapmak gibi önlemlerin antidemokratik olduğunu da kimse
söyleyemez.
Dersim Ayaklanması, “Yusufan” aşiretinin elindeki silahların
toplandığı günlerde patlak verdi. Ayaklanma 21 Mart 1937’de, bir “Nevruz”
gününde başladı. Darboğaz Deresi üzerindeki köprü ve telefon hatları “Demanan”
ve “Hayderan” işaretleri tarafından saldırıya uğradı. Aynı hafta içinde Sih ve
Hozat’ta da karakollara saldırdılar.
Sonrası biliniyor.
Kürt liderlerinden
Baytar Nuri’nin “Dersim Tarihi” kitabında anlattığına göre, 1930 “Ağrı
Ayaklanması” 1927 yılında Lübnan’da kurulan “Hoybun” adlı Kürt örgütünce
hazırlanmış, ayrıca Ermeni “Taşnak Cemiyeti”, Hoybun ile iş ve eylem birliği
yapmıştır. Yine Baytar Nuri’den öğrendiğimize göre Koçgiri ve Dersim
ayaklanmalarının liderlerinden Alişan, 1914’te Rus Çarlığı’nın koruması altında
“Özerk Kürdistan Devleti” kurmak istemiş, Sevr Anlaşması’nın uygulanması için de
başvurularda bulunmuştu. Kürt sorunu, hiçbir zaman Kürtlere ve Türkler’e
bırakılmış değildir. Bu soruna hep, ama hep Batılı emperyalist devletler
karışmıştır. Bu Batılı ülkelerin de olası bir “Kürt Devleti”nden beklentileri
vardır. Ayaklanmaları da terörü de bu açılardan değerlendirmek gerekiyor. Reform
yapsanız da yapmasanız da terör sürecek, çünkü amaç başka.
(Milliyet, 11
Nisan 1992)



1260 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın