Halen bu yönetim başkanını benimseyen, adeta ona tapan, buranın iyi yönetildiğini sanan, ona gözü kapalı "vekalet" veren ortaklarımız var.

Bu nasıl iyi yönetilmek!.. Ar-Tur özel bir tatil sitesi olmasına rağmen sanki herkese açık bir "halk plajı" gibi... Yaya veya otomobil olsun hiç fark etmiyor. Elini kolunu sallayan içeri girebiliyor. Hal böyle olunca gerek aidatlarla gerek ekstra ödemelerle buranın en çok yükünü çeken biz ortaklar plajlarda yer bile bulamıyoruz. Giriş kapısındaki güvenliğe bu durumu söylediğimde, "abi hızla giriyorlar ortak mı, değil mi anlamıyoruz" diye cevap aldım. Bu nasıl uygulama? Bu çağda bu sorunu çözmek o kadar zor mu? Eğer gelen geçecekse kapıda güvenlik elemanları ve açılır kapanır bariyer bulundurmanın ne faydası var? O bariyer süs olsun diye mi yapıldı?

Bizler burada emekli olduğumuz için dört, beş ay kalabiliyoruz. Ya çocuklarımız? Onlar çalıştıkları için yılda ancak üç beş günlük izinleri oluyor. Bu kısacık izinlerini geçirmek üzere hevesle geldikleri Ar-Tur'da da artık hayal kırıklığı yaşamak zorunda kalıyorlar. Ne plajlarda yer bulabiliyor ne gazinolarda, işletmelerde düzgün ve kaliteli hizmet bulabiliyorlar. Hele bu Şeker Bayramında öyle güçlük çektik ki sözle anlatmam ifade etmem mümkün değil... Sabahlar erken uyandığım için çocuklar benim plaja inerek yer ayırmamı rica ettiler. Sabah saat 8.00 de plaja gittiğimde tüm şemsiyelerin altında koltuk, havlu, sandalye vb. var ama altında hiç insan yoktu. Böyle olunca o şemsiyeler tutulmuş, sahiplenilmiş oluyor. Plajda hizmet veren garsona bu durumu sorduğumda sabah 5.00 civarında gelmem ve yer ayırmam gerektiğini söyledi. Üstelik bu tutulan şemsiyelerin çoğunun yabancılara aitmiş. Bu kapı girişine mutlaka bir çözüm bulunması gerekli... Bu gidişle maalesef plajlarda vahim hadiselerin çıkması kaçınılmaz bir gerçek olarak ortada duruyor.

Ar-Tur'da sadece bu sorun mu var?.. Her sene masraf çıkaran evlerin bakımı, ödenen aidatlar, sıkıntı çekilen plajlar, pahalı işletmeler, kalitesiz hizmet, bir türlü baş edilemeyen sivrisinek ve haşereler ve daha bir sürü sorun. Buradaki işletmelerin, özellikle yemekli olanların, fiyatları büyük şehirlerdeki lüks mekanlardan bile yüksek. Üstelik sunulan hizmet de mukayese dahi kabul etmeyecek derecede kalitesiz. Bu nedenle burada bulunan emekli kesim yine yemeğini evinde hazırlayıp yemek, bulaşıklarını yıkamak, pazar alışverişlerini yapmak zorunda. Yani tatile diye geldiğimiz Ar-Tur sadece mekan değiştirmekten ibaret. Bilhassa hanımların bu konudan hiç memnun olmadıklarını görüyor ve üzülüyorum. Hiç olmazsa arada bir de olsa dışarıda yemek yiyerek eğlenemedikten sonra, hele birde bu sıcaklarda plajlarda yer bulamayıp gönlünce denize giremedikten sonra tüm bu eziyetleri çekmenin ne anlamı var? Halbuki iyi bir işletmeci, Ar-Tur gibi imkanları olan bir yerde neler yapmaz ki? İşletme ihalelerinde fiyatları çok yüksek tutmak yerine belirli kalite ve seviyede hizmet ve fiyat politikasını şart koşarak anlaşma yapabilirler. Burada amaç ortakların memnuniyeti ve menfaati olmalıdır. Fiyatlar orduevleri kadar olmasa bile makul bir seviyeye çektirilebilir. O zaman burada yaşayan çok sayıda emekli de sürekli evinde yemek yerine, biraz da dışarıda yiyerek dinlenme ve rahat etme imkanı bulabilir.

Bu yönetim bunları düşünecek yeteneğe sahip olmadığını, yani istemediğini bu güne kadarki tavır ve eylemleriyle gösterdi. Bunlar sürekli gelir artırmak düşüncesindeler. Oysa bu yüksek ihaleleri işletmeler fiyatlarına yansıttığından eninde sonunda bu bedeller biz ortaklardan ve yakınlarımızın cebinden çıkmaktadır. Dışarıdan gelenlerden ancak % 10'u karşılanıyor.

Bu nedenle ben böyle ortaklarını hiç düşünmeyen, adeta onları kazıklamak isteyen bir yönetimin başımızda bulunmasını istemiyorum. Benim gibi düşünen birçok ortağımız olduğunu da biliyorum. Bu sebeple bu ortaklarımızın genel kurul toplantısına mutlaka katılmalarını, eğer katılma imkanları olamayacaksa bu yönetime karşı duran Değişim Grubuna "vekaletlerini" vermelerini diliyorum.

Saygılarımla.

Hakkı ŞENOLER

Emekli Öğretmen