• https://www.facebook.com/Ar-Tur-De%C4%9Fi%C5%9Fim-Grubu-317439005726450/?__tn__=kC-R&eid=ARB4NBL3Vs9TQWe5A-44_yIA0NgaPkV1xMqIKRCQP2mhGAieKXlPnuiTVvQymsC3XzqNNV9-yeRH1aaJ&hc_ref=ARQyyP3-nW8sGDqkNmwU9BnsR60xirxP3PQ8mxFWNd1Q-qH3CVp_grrR0XN38tsEErg&fref=nf&__xts__%5B0%5D=68.ARB2_p2Jpw0XwG8B8BiYujKKSkAHONwai1obCzBMZN5Avvcr3f7gPzXQdDGi-sh5wBQhtDnILnVE9yUWhR6kSHfo48_f4jrK-oIvenlHG5deG6s0IoojOGWpO-cRaUYvj1_Fo0TnTdlWWlPOqlenCnnZd3Bv9lPm1UqBiWTAh8vWfyUmh-5E214nWxZj9vnPuuFGlXZxTq6oZoWwc5zOATsZ5PcBiTiqbDUIo3pRjePw4bMACgnftCLotxUGNYPsbKo9Njv4YuetLiefHP07nB_xOVje6_wcwK0MaHP3OcfnSn0uvQ8zVL5EPmqWOcfB-pmOz8mEkM78UrNuTSWM9-s
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com.
GENEL KURULDA NE OLDU?



GENEL KURULDA NE OLDU?

Her zaman olduğu gibi yine olağanın(!) dışına çıkılmadı…

Her zaman olduğu gibi alavere dalavere…

Toplantı sabahı saat 8.30 civarı…

Şirket yönetimi hazırlıklarını henüz tamamlamamış…

Biraz beklememiz isteniyor…

İlk defa giriş kaydını biz yaptıracağız…

Elimizdeki vekâletler tek tek titizlikle kontrol edilmeye başlanıyor.

Şikâyetimiz yok, çünkü doğrusu yapılıyor.

****

Bir vekâlette sorun çıkıyor.

Bize vekâletini veren ortak başkasına da vekâlet vermiş.

Dedik ki;

Nasıl olur? Nereden anladınız?

Daha ilk defa bizim vekâletler kontrol ediliyor!

Henüz kimse giriş kartını almaya gelmedi ki!

Tıs yok…

Peki, kime vermiş?

Tabi ki Başkana…

Sahi başkan hangi arada önüme geçti görmedim, henüz salona da gelmemiş…

Olsun… O Başkan ya; istediği zaman öne de geçer, arkaya da…

****

Anlaşıldı ki; Başkan geceden sıraya girmiş!

Trafoya kedi girer de bizim başkan geceden hazirun listesine giremez mi?

Kanun, yönetmelik hazirun listesi toplantı salonunda toplantı günü imzalanır diyor.

Ama bizimkisi nasıl olsa kitabına uydurur.

Dün imzalar, bugünün tarihini yazar. Oldu da, bitti maşallah…

Malum ya, ülkede Anayasa bile bir kere bile delinmekle bir şey olmuyor…

Başkan için kanun delinmiş iç yönerge değişmiş lafı mı olur?

Vekâleti verene telefon açıyoruz…

85 yaşında bir bayan…

Arabayla gelip sizi alalım onlara vekâlet vermediğinizi söyleyin sonra sizi geri götürürüz diyoruz…

Önce kabul ediyor, sonra telefon açıp yaşlı olduğunu gelemeyeceğini söylüyor.

Belli ki çekiniyor…

Eh ne yapalım, o zaman bize de her iki tarafın vekâletini de iptal ettirmek görevi düşüyor.

Gerçi onlar sadece bizimkini iptal etmek istemişlerdi ama işi fazla dallandırıp budaklandırmamak gerektiğini de biliyorlar…

Mırın kırında olsa iptal işlemi gerçekleşiyor…

Sanmayın ki bu ve buna benzer durumlar sırf bizde çıktı…

Başka ortaklarda da ortaya çıktı ve tartışmalar yaşandı.

Ve biz, daha sabahın köründe Başkanın yirmi dört milyon küsur oyu olduğunu da böylece öğrenmiş olduk.

****

Bu sene sürpriz bir değişiklik daha vardı…

Şirkete verilmiş imza sirkülerleri fotokopi ise vekâletler kabul edilmiyordu…

Hâlbuki bunca sene bu sirkülerler geçerli sayılmış ve buna göre vekâletler alınmıştı. Kanunsuzsa bunca sene neden böyle bir uygulama yaptınız? Yaptığınız bunca genel kurul sakatlanmış ve geçersiz olmaz mı?

Madem bu sene böyle bir uygulamaya gidilecekti bu ortaklara sirkülerlerinin asıllarının getirilmesi gerektiğini bildirmek gerekmez miydi? Toplantı davet mektubuna iki satır yazmak çok mu zordu?

Tabi ki hayır… Herhalde bizim iş bilirler sürprizin tadını bozmak istememiş olmalı…

Bu sebeple birçok ortağın vekâletleri de geçersiz sayıldı.

Ya onlara verilen vekaletlerde bu sürpriz karar uygulandı mı?

Vallahi yaptılarsa da günahı boyunlarına!

Hem zaten minareyi çalan kılıfını da hazırlamıştır.

 

****

Tabi ki bu kadar devşirme vekaletle toplantı başkanı onlardan…

Sözde seçilen Toplantı Başkanı tarafsız olacağını ve herkese istediği kadar söz hakkı vereceğini söyleyerek şovuna başladı…

Ancak herkesin içinde en çok kendisine istediği kadar söz verdi…

Genel kurul yönetmekte ne kadar bilgili ve becerikli olduğunu gösteren uzun ve gereksiz konuşmalarıyla, yanlı tutumlarıyla şovunu sürdürdü.

Verdiğimiz önergeleri hiç okumadı. Önergeler hakkında kendinden başka kimseye söz hakkı tanımadı.

 İşine gelmeyince yetmiş iki dereden su getirdi…

İşine gelince acem mübalağası yapıp kafasına göre takıldı…

****

Toplantının en önemli konuşmasını Gömeç tapusunda araştırma yapıp ilginç sonuçlara ulaşan grubumuz üyesi Av. Cavit Tuna yaptı.

Ar-Tur için vahim neticeleri olacak Ar-Tur sınırını belirleyen tellerinin dışında kalan arazi sahiplerince sitemiz içerisine geçit hakkı talebinin aslını araştırdı ve tespitlerini açık açık izah etti.

Bahse konu arazi Gömeçli biri tarafından satın alınmış ve buradan bizim arazilerin içine doğru imar yolu var gözüküyor.

Bu sebeple arazi sahibi buraya Ar-Tur şirketinin tel örgü çekemeyeceğini iddia ediyor.

On beş yıllık Başkan efendinin genel kurulda dediğine göre bu sebeple kaymakam tel örgünün kaldırılması için sözde baskı yapıyormuş.

Ancak asıl vahim olan ne biliyor musunuz?

Bu başkan 1999 yılında seçildi.

Seçildiğinden üç ay kadar sonra da buradan kadastro geçiyor…

Bizimkilerde ne yapıyor? Hiçbir şey…

Hadi daha yeni seçildiler, acemilik yaptılar, dalga geçtiler ve kadastro tespitlerine bir aylık itiraz süresini atladılar diyelim…

Daha itiraz dilekçesi vererek dava açmak ve buraları almak için on sene müddet var…

İtiraz etmişler mi? Dava açmışlar mı?

Tabi ki hayır…

Ya ne yapmışlar? Hiçbir şey…

Başkan anlattı ya; on beş senedir tertemiz denize girmemizi meğer o sağlamışmış…

Vay anasını yahu!

Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda bu bağlamda yönetim kurulu üyelerinden; tedbirli birer yönetici olarak; örneğin ekonomik kriz ve sektöre ilişkin riskler benzeri ticari piyasa şartlarını takip ederek değerlendirmeleri, şirketi ilgilendirecek değişiklikleri, gelişmeleri en kısa zamanda tespit ederek, gerekli tedbirleri almaları, şirket menfaatlerini korumaları beklenmektedir.  Eski kanunda da “Basiretli iş adamı” tabiri kullanılmakta idi.

Demek ki kanuna göre bizim yöneticiler hem basiretsiz, hem tedbirsiz…

Hangi akla hizmet, bir dilekçe vermekten kaçındılar bilinmez…

İhmal desek uymaz, unuttular desek olmaz…

Doğrusu insanın aklı almaz… Birde kabahatlerini ört bas etmek için de “malum şahıslar bizi şikayet etti” yaygarasıyla ortalığı ayağa kaldırmaya kalkmıyorlar mı? Güler misin, ağlar mısın? 

 

Bunca hata, bunca yanlış işten sonra çıkmışlar ortaya; yok lahmacun yedik parasını herkes cebinden ödedi…

Yok, efendim isale hattına boru almak için İstanbul’a geldiler yemek bile yediremedik de iki simit yiyerek Ar-Tur’a döndüler…

Vah… Vah… Vah! İşleri güçleri masal…

Koca koca adamların Genel Kurulda anlattıklarına bakın…

Akıllarınca mağdur edebiyatı yaparak, mazlumu oynayarak yanlışları örtbas edecekler…

 

Ha bir kerede aklı başında hareket edip şu kadastro işini halletseydiniz ya…

Otur şimdi kara kara düşün… Elin adamı tel örgüyü kaldırtacak diye…

Tabi umurundaysa!  Tabi işin böyle olmasında birilerinin özellikle dahli yoksa!

(Arkadaşımız Av. Cavit Tuna’nın yazacağı ve yakın bir zamanda sitemizde yayınlayacağımız yazısında bu konu ile ilgili daha geniş ve teferruatlı bilgilere ulaşabileceksiniz.)

****

Avukat arkadaşımız bu skandal kadastro olayını anlattı ya…

Aklıselim birçok ortak olayın vahametinden endişe duyup vah vah çektiler…

Başkana körü körüne inanmışlar ise işi dalgaya vurdular…

Hele bunların içinde zırt pırt ortaya atlayan biri vardı ki!

Tam bir “küsküt”…

“Ne olacak yani oraları da satın alırız” demez mi?

İnsanın içinden “hay senin aklına peynir suyu dökeyim ” demek geliyor.

Yönetimin skandal kadastro konusunda hiç söz almaması da verecek cevaplarının olmadığının bir göstergesiydi.

Yönetim Kurulu üyeleri işi sulandırmaya çalıştılar…

3A grubunda konutlara 4B grubunda diyerek bizlere yalan söylüyorlar diyen, ancak kendisinin yalan söylediği belgeleriyle tescillenen murahhas üye bizi “komünist” olmakla suçlayacak kadar ileri gitti… 

Çalar çırpar, yalan söyler ve bu yaptıklarından da nadim olmazsan üstelik birde vicdanın köse ise işte böyle terbiyesizce çemkirir durursun…

Ne diyelim Allah ıslah etsin…

Bir diğeri “oyunuz kadar konuşun” diyecek kadar ufaldı. Bu lafı söyleyenin siyasetçi olması, Türk siyasetinin neden bu kadar ayaklar altında olduğunun bir göstergesi gibiydi.

Sonradan yama bir üyede yamandığı yere tam bir imam edasıyla methiye düzmeye kalktı…

Başında takkesi elinde tespihi eksikti…

Aslında bu sözler suçüstü yakalananların küstahlaşmalarından başka bir şey değildir.   

****

Saat 16.00 ya gelmişti ve salonda bir tiyatro oynanıyordu…

Malum, Türkiye’de mağduriyet psikolojisi her zaman işe yaramıştır.
Yönetimdekiler de senaryo gereği mağdur gibi görünerek ortakların duygularını galeyana getirmeye çalışıyorlar. Duygu sömürüsü yapmaya çalışıyorlar…

Başkan efendi mikrofonu eline her alışında aynı şeyleri tekrar tekrar anlatıp duruyor. Konuşmasının sonunda da “bizim verilemeyecek hesabımız yoktur” diyor.

Yahu, madem verilemeyecek hesabın yok, hadi versene…

Bu kadar lafı eveleyip geveleyeceğine şunu şu kadara aldık, bunu bu kadara yaptık, şu kadar arttı… Onu da şurada kullandık de…

Yok demez…

“Verilemeyecek hesabımız yok” demek onun için hesap vermektir. Sütten çıkmış ak kaşık olmaktır.

Bizler hiçbir sözümüzün, hiçbir önerimizin dikkate alınmadığı bu toplantıda daha fazla durmamızın hiçbir faydası olmayacağını anlamıştık.

Bundan sonrası oyunuz kadar konuşun diyen bir zihniyetin elindeki vekaletlerle şov yapmasına fırsat tanımaktan başka işe yaramayacaktı.

Onlara bu fırsatı vermemeye karar verdik ve grubumuzun kurucusu Atıf Doğruların kısa, öz ve şamar gibi bir konuşmasıyla toplantı salonunu terk ettik. Oynanan bu saçma tiyatrodan sıkılmış olan birçok ortağımız da bizlerle birlikte salonu boşalttı. Divan başkan yardımcısının ve bazı çokbilmişlerin salondan ayrılan ortaklara; “durun gitmeyin, beyaz oylarınızı bırakında gidin” diyerek çağrıda bulunması, hatta kapıya çıkarak içeriye ortak davet etmeleri ise düşündürücüydü. Sonradan öğrendiğimiz kadarıyla çok minik bir farkla hazirunu zorla temin edip toplantıya devam etmişler.

Atıf Doğrular konuşmasında; Toplantıya katılan ve bizleri destekleyen ortaklara teşekkür ederek ve onlardan özür dileyerek konuşmasına başladı. Ve aşağıdaki mealde bir konuşma yaptı:

“Bu gün burada bir genel kurul yapılmıyor. Düpedüz bir tiyatro oynanıyor. Bir şirket çalışanının topladığı vekaletlerle burada şov yapılıyor. Bu toplantının bir tek galibi var, o da tek başına Sait Ocaktan’a yirmi dört milyon hisse vekalet toplayan emekli bekçi Halil’dir. Burada yeni bir başkan aramaya gerek yok… Ar-Tur’un başkanı Bekçi Halil’dir. Biz oynanan bu tiyatroda figüran olmayacağız…” (Konuşma irticalen yapıldığı için hatırımda kaldığı kadarıyla yazılmıştır.)

****

Bu genel kurul böyle geçti… Ancak bizler koltuk mevki peşinde olmadığımızı Ar-Tur için doğru olanı var etmeye çalıştığımızı hep anlattık. Her türlü karalamaya ve her türlü dedikoduya rağmen dimdik ve dürüstçe mücadele ettik. Gün geçtikçe sesimize kulak verenler, doğruyu görüp farkında olanların artmaya devam edeceğine inancımız tamdır. Hiç kimsenin şüphesi olmasın, Ar-Tur’u kötü oyunculara, hesap vermezlere bırakacak değiliz. Ar-Tur Değişim Grubu olarak her yapılanın takipçisi olmaya, yanlışları ortaklara anlatmaya ve hesap sormaya devam edeceğiz. Bizler azimliyiz ve inançlıyız… Bu sene ortaklardan aldığımız desteği ikiye, üçe katlayacağız ve yanlış yapanların korkulu rüyası olmaya devam edeceğiz.

 

Osman Ferhan Can

Ar-Tur Değişim Grubu

 

 

   

 

  
1983 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın