• https://www.facebook.com/Ar-Tur-De%C4%9Fi%C5%9Fim-Grubu-317439005726450/?__tn__=kC-R&eid=ARB4NBL3Vs9TQWe5A-44_yIA0NgaPkV1xMqIKRCQP2mhGAieKXlPnuiTVvQymsC3XzqNNV9-yeRH1aaJ&hc_ref=ARQyyP3-nW8sGDqkNmwU9BnsR60xirxP3PQ8mxFWNd1Q-qH3CVp_grrR0XN38tsEErg&fref=nf&__xts__%5B0%5D=68.ARB2_p2Jpw0XwG8B8BiYujKKSkAHONwai1obCzBMZN5Avvcr3f7gPzXQdDGi-sh5wBQhtDnILnVE9yUWhR6kSHfo48_f4jrK-oIvenlHG5deG6s0IoojOGWpO-cRaUYvj1_Fo0TnTdlWWlPOqlenCnnZd3Bv9lPm1UqBiWTAh8vWfyUmh-5E214nWxZj9vnPuuFGlXZxTq6oZoWwc5zOATsZ5PcBiTiqbDUIo3pRjePw4bMACgnftCLotxUGNYPsbKo9Njv4YuetLiefHP07nB_xOVje6_wcwK0MaHP3OcfnSn0uvQ8zVL5EPmqWOcfB-pmOz8mEkM78UrNuTSWM9-s
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com.
AR-TUR’DA ÇAPULCU OLMAK!


Hep birilerinden medet ummak… Hep birilerinin harekete geçmesini beklemek…

Neden?..

Vurdumduymazlık, boş vermişlik, bana necilik, midesi genişlik gibi birçok cevaplar verilebilir. Belki de hiçbir nedeni yoktur bile denilebilir.

Ancak bana sorarsanız; insanoğlunun günümüzde esiri olduğu ‘sürü psikolojisi’ asıl nedendir. Öyle ki insanoğlu, bu psikolojiyle, düşünmeden, kendine sormadan şuursuzca hareket edebiliyor. Aslında var olan düşünce güçlerini kullanmıyor; araştırmıyor ve sorgulamıyor…  Hatta bu güçleri kullanmayı gereksiz, aptalca bir şeymiş gibi görüyor. Böyle olunca da düşünmesini ve sorgulamasını istemeyen “çobanlara”, kendini teslim ediyor. Hem de kendi elleriyle…

Bence Ar-Tur’da içinde bulunduğumuz durum da bundan farklı değil. Aynen Türkiye’de de olduğu gibi… Suyun başında olanlar; düşünmemizi ve sorgulama yapmamızı hiç istemedikleri gibi, yaptıkları bütün işlerin arkasında durmamızı bekliyorlar!..

***

Peki ne yapmak lazım?

  • Başkalarına kendimizi teslim etmediğimiz, kendimize kendimiz olma şansını verdiğimiz gün önemli bir adım atmışız demektir. 
  • Ne zaman ki içinde bulunduğumuz durumları sorgulamaya ve sebebini düşünmeye başlarız, işte o zaman bir yerlere varmak için önemli bir adım atmışız demektir.
  • Aynı amaç uğruna bir gruba dahil olsak bile bu grup içinde de kendimiz olduğumuz gün, sürü olmayı reddettiğimiz gün önemli bir adım atmışız demektir.

***

Ar-Tur’da yapılanları ve yapılmayanları düşünüp sorgulayan olmak için Ar-tur Değişim Grubu adı altında bir grup insan bir kıvılcım çaktı. Bu grupta bende varım. Hiçbir ikbal, hiçbir mevki ve şöhret peşinde olmadan… Hiçbir ön yargım olmadan…  Kendim olarak katıldığım bir grup… Bu gruba katılmanın tek şartı var;  Ar-Tur sevgisi…

Bu grupta Ar-Tur’la ilgili fikirlerimizi özgürce ortaya koyuyor, konuşup, tartışıyoruz. Yanlış gördüklerimizi, hissettiklerimizi, tespitlerimizi ve beğenmediklerimizi elimizden geldiğince anlatıp, yazıyoruz. Ar-Tur üzerinde oynanan ve oynanmaya çalışılan oyunların farkındayız ve ortaklarında farkında olmasına çalışıyoruz. Senelerdir bir kısır döngünün içinde günü kurtaran oldubitti idarelerin artık son bulmasının gerektiğine inanıyoruz. Bizlerle aynı fikirleri paylaşan birçok ortağımızın olduğunu da görüyoruz.

***

Yapmamız gereken şey; bir araya gelip Ar-Tur için organize olabilmek… Ar-Tur’un “çapulcuları”(!) olabilmek…

Bu öyle istemekle hemen olacak bir durum değildir. Ancak bazen hiç beklenmedik gelişmeler ortaya çıkar ve bir şekilde büyük kitleler kendiliğinden organize oluverir!..  Tıpkı Taksim’de Gezi Parkında yaşananlar gibi… Gezi Parkında bulunan ağaçların kesilmesi hiç beklenmedik bir direnişin sebebi olmadı mı?  Kitlelerin bu olaydan sonra kendiliğinden organize olmaları; AKP Hükümetinin yaptığı bir sürü yanlış ve dayatmacı uygulamalarına karşı biriken içsel isyanın bir neticesiydi. Gezi Parkında bir avuç doğa gönüllüsünün darp edilmesi neticesinde başlayan ilk direniş, bu kitlesel patlamanın tetikleyicisi olmuştur. Bu büyük ve çağdaş direniş bence katılımcı demokrasinin de en güzel bir örneğini vermektedir.

***

Ar-Tur yaklaşık on dört senedir emrivakilerle ve ben yaptım oldu şeklinde idarelerle yönetile gelmektedir.

Yapılan işler nerdeyse her sirkülerde uzun uzun tekrar yazılır. Hatta bu bölümler kopyala yapıştır yapılarak yazıldığından ilaveler dışında neredeyse birebir aynıdır. Bu sebeple bazı sirkülerlerde alt alta gelen bölümlerde trajikomik durumlarla karşılaşılır. Mesela üstte “şirketimizin durumu çok çok iyidir” ifadesi yer alırken bir iki satır altta “üzülerek zam yapmak mecburiyetinde kaldık” ifadesiyle karşılaşır ve şok olursunuz!.. Bir anda kendinizi; La Fontaine masalındaki tilkinin, türlü yalanlarla ağzından peyniri aldığı karga gibi hissedebilirsiniz…

Bunca sene yaptıkları irili ufaklı tüm icraatları yazarlar yazmasına da; bir günden bir güne şirket işletmelerinin hangi şartlarla kaça ihale edildiğini, ne kadara kiraya verildiğini ve her yıl ne kadar artış yapıldığını neden yazmazlar. Gazinoların, marketlerin, baz istasyonunun, su dağıtımının, Migros’un, sinemanın, eczanenin ve diğerlerinin kaç lira gelir getirdiğini bilmek hakkınız değil mi? Uzun uzun yazılan işlerin yanına getirisini yazmak çok mu zor?  Mesela geçtiğimiz günlerde yeni dağıtılan 53 sayılı sirkülere bir bakınız; tamamı beş sayfa. Bu beş sayfanın dört sayfası yapılan işlere ayrılmış ve hiç birinde yukarıda söylediğim ekonomik getiri ve götürüsünden yine bahsedilmemiş. Neden acaba?..

Bilmem dikkatinizi çekti mi? Bu sirkülerde hiç imza yok! Ben böyle bir sirküler gönderildiğine ilk kez şahit oluyorum. Yeni bir uygulamamı yoksa unuttular mı? Kendilerinin imzalamadığı bir sirküleri neden bize imzalarımız karşılığı dağıttılar? Bu belki de hiç önemi olmayan bir şey olabilir. Fakat alınan 52000 m2’lik araziye 146 konutluk bir plan çizdirip ortaklardan kimseye dağıtmadıkları halde; “ortaklar bu arazinin kıymetini anlasınlar diye çizdirdik” diyebilen bir yönetimden kuşku duyulmaz mı?..

Bu sirkülerle birlikte birde paraya kıyıp parlak kuşe kâğıda ne işe yaradığını anlayamadığım bir reklam kitapçığı bastırıp yollamışlar. Sanırsınız beş yıldızlı bir otel müşteri çekmek için turizm acentalarına katalog hazırlamış. “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” demezler mi adama… Yahu daha geçen sene; topladığın aidatlara % 100 zam yapmadın mı? Genel Kurulda aidatlara yaptığınız usulsüz ve mesnetsiz zamma yoğun itirazlar olunca da aynen şöyle demedin mi? (25.08.2012 genel kurul konuşmasından kelimesi kelimesine aynen aktarıyorum.):

“ Değerli ortaklarımız, aidatlara zam konusunda sizler haklısınız. Ama bizlerde düşündük taşındık, belediye hizmetlerinde kırk üç tane eleman çalışıyor. Elli liradan ödediğiniz aidatlar bu elemanların aylık şeyini karşılamıyor idi. Biz on iki, on üç sene bu aidatlara zam yapmadık. (2010 yılında yaptığı %100 zammı unutmuş gözüküyor.) Ben siyasetten de geldim. Zammı hiç sevmeyenlerden bir tanesi benim. Sayın Hüseyin abi onu da bilir. Hâkimdir… Allah razı olsun… İyi ki karşımda… Şimdi bu kadar zam yapmak mecburiyetinde kaldık. Neden? Bir defa şey ödedik… Biz şirket kasasından bir milyon iki yüz bin lira arsa parası ödedik. Yalnız aidatlardan söylediğim gibi kırk üç kişinin bir senelik ücretini karşılamadığından dolayı bir miktar zam yapmak mecburiyetinde kaldık. Oturduk arkadaşlarla hesap ettik bir miktar zam yaptık.  Şimdi aşağı yukarı şirketimizin gelirini görüyorsunuz.  İki yüz yirmi beş milyar liraya yakın bütçe aldım, üç buçuk trilyon liraya yakın bütçe getirdim. Daha ben ne yapayım… Bir… İkincisi bu aidatlar… Allah başka bir gider vermesin bir problem değildir… Biz sizin şirket aylığını çok yüksekten alınca herhalde bir şeyimiz yok… Ne olur oturur karar veririz… Arkadaş, bu çok olmuş madem buyurun hep beraber tenzil edelim deriz… Daha ne yapalım ya!.. Allah başka bir keder vermesin… Bu meseleyi büyütmeyelim. Sağ olun, var olun…”

Salonda homurdanmalar bağrışmalar devam edince mikrofonu bir kez daha alıp aynen şöyle demedin mi?

“Değerli arkadaşlarım, zammı hiç sevmeyenlerden bir tanesi benim. Zam yapılmasına karşıyım. Ama mecbur kaldık. Biz siz ortaklarımız ne derseniz onu yapalım. Bir defa 2013 yılında zam yapmayı düşünmüyoruz. Yirmi beş lira tenzilat yapmayı düşünüyoruz.  Size söz veriyorum.”

***

Sayın Ar-Tur’lular söyledikleriyle yaptıkları tutmayan, yanlış yaptıkları belgeleriyle ortaya çıkarıldığında bile inkar edebilen, verdikleri sözleri tutmayan, ortaklarına müşteri gözüyle bakan bir yönetime tahammül etmek zorunda değiliz. Hatta bırakın zorunluluğu, kesinlikle tahammül etmemeliyiz.

Ar-Tur ortaklarının her biri elbette saygıdeğer ve kıymetli kişilerdir. Ancak bu ortakların büyük bir kesiminin yaşlanmış olduğu da yadsınamaz bir gerçektir. Yaşlı ortaklarımızın büyük bölümünün de doğal olarak günümüz iletişim teknolojisi ile ilgisi bulunmamaktadır. Bu ifademden kimseye bir eksiklik isnat etmek istediğim manası çıkarılmasını istemem. Bu tamamen zaman ve yaşla ilgili bir durumdur. Bu sebeple bu durumda olan ortaklarımızın birçoğu Ar-Tur’da olup bitenlerden bihaberdirler. Sadece yönetimin göndermiş olduğu yaldızlı ifadelerle dolu sirkülerlerdeki ifadelere göre her şeyin güllük gülistanlık olduğunu zannetmektedirler. Bu durumda olan ortaklarımızın çocuklarının ve torunlarının mutlaka taşın altına ellerini sokmaları gereklidir. En azından büyüklerinin yetki belgelerini alarak toplantılara bizzat iştirak etmeleri dahi eminim çok şeyi değiştirecektir.

***

Şirketimizde yapılanlardan veya yapılmayanlardan kim sorumludur?

Tabi ki, “yönetim kurulu”. O zaman doğal olarak sorgulayacağımız, hesap soracağımız veya takdir edeceğimiz kişiler bu yönetim kurulu üyeleridir. Hesap sorulacak yer ise genel kurullardır. Şimdi biz çok sayıda yetki belgelerimizi bu yönetime veya yandaşlarına verdiğimiz taktirde sorgulama veya hesap sorma yetkimiz kalıyor mu? Hayır... İşte böylece kendi hakkımızı götürüp sorgulayacağımız kişiye veriyoruz. Elinde bir sürü vekaleti barındıran yönetim de genel kurulları bir formalite gibi görür ve hesap vermek yerine çıkıp şov yapar.

Ar-Tur’da işler doğru düzgün yapılsın, her şey açık ve anlaşılır olsun istiyorsan yapacağın şey gayet basit... Genel kurullara bizzat katılacaksın. Katılamıyorsan yetki belgeni güvendiğin birine vereceksin. Ama kesinlikle hesap verecek kişilere ve yandaşlarına vekalet vermeyeceksin. Hele hele boş yetki belgesine hiç imza atmayacaksın. Emekli olmuş Halil Efendinin seçim zamanlarında neden koştura koştura, kapı kapı dolaştığını düşünüp irdeleyeceksin… Halil Efendi kapına gelmiş ve hele imza atmanı istiyorsa bir yerine beş kere düşüneceksin. O Ar-Tur için filan değil her sene geçici hizmetle kendini görevlendiren bu yönetimden alacağı liraların, giydiği üniformanın ve okşamaların peşinde…

Şöyle bir düşünün! Hesap vermekten korkusu olmayan bir yönetim vekalet peşinde koşar mı? Koşmaz... Çıkar genel kurulun karşısına çatır çatır erkek gibi hesabını verir.  Bu gerçeği çok geç olmadan anlayın artık!..

***

Ey Ar-Tur’lular, böyle gelmiş böyle gider demeyin… Böyle gelmiş ama böyle gitmez… Gitmemeli!.. Bakın şu gezi parkındaki direnişle milleti uyandıran gençlere… Nasılda milleti ölüm uykusundan kaldırdı!.. Sizlerde uyanın! Bırakın bana neciliği… Bırakın “aman canım işte geldik geçiyoruz” demeyi… Biz gelip geçsek de çocuklarımız var, torunlarımız var…

Uyumayın!.. Uyutulmayın!..

Osman Ferhan CAN

Ar-Tur Değişim Grubu  

  
2412 kez okundu

Yorumlar

Ben yaptım oldu     22/08/2013 15:24

Ben yaptım olduğu zihniyetten Ar-Tur'un kurtarılması için birlik olunmasının gerekliliği aşikardır.BU konuda laf değil iş üretmek için konuyu ciddiye alan hissedar ve mülk sahiplerinin fikir üretmek adına daha fazla bir araya gelmesi gerekmektedir.illa ki bunun YAzın ve ar-tur da olması da zorunlu değildir.Ankara,İstanbul ,İzmir ...ben hazırım başka kim var???
Halil UZEL

KATALOG     09/08/2013 22:35

ARTUR ICIN PARLAK KUSE KAGIDA BASTIRILAN BU KATALOGUN ORTAKLARA DAGITILMASININ TEK BIR SEBEBI VAR: BAKIN BIZ ARTURA NE HIZMETLER VERDIK, NELER KAZANDIRDIK; YANI BIZIM VERDIGIMIZ PARALARLA YAYINLANAN BU KITAPCIKLA BIZI ALDATMAYA CALISIYOR YÖNETIM ! DAHA DOGRUSU ILERIYE YATIRIM YAPIYOR OY TOPLAMAK ICIN; HALBUKI YAPILAN BU ISLERI YÖNETIM YAPTIRMAYIP TA KIM YAPACAK ZATEN ONLARIN VAZIFESI BU; LÜTFEN BU OYUNLARA GELMEYELIM
Misafir -

USULSÜZ VEKALET TOPLAMA     05/08/2013 21:07

Henüz genel kurul toplantısı bildirileri dağıtılmadı ama yandan çarklı Halil efendi vekalet toplamaya başlayalı çok oldu. Şirket yönetimine bu ne iştir diye sorunca da; "yakında toplantı bildirilerini dağıtacağız" diye kel alaka bir cevap veriyorlar. Bu yapılan etik midir ve kanunen suç teşkil etmez mi?
Misafir -

     03/08/2013 03:51

Bence hazirun cetvelleri, şirketin erişemediği bir denetçi ve hükümet komiseri tarafından incelenmeli. Ölmüş insanlar adına bile vekaletname hazırlandığını duyduğumuza göre, bunun doğru olabileceğinden de kuşkulanmak gerekir.
Misafir -

ARTUR DA CAPULCU OLMAK     28/07/2013 04:38

BENCE YASLI ORTAKLARIN BILGILENDIRILMELERI GEREKIR; SÖYLE KI NASIL YÖNETIM KAPI KAPI DOLASIP IMZA TOPLUYOR DEGISIM GRUBU TARAFTARLARIDA KAPI KAPI YASLI ORTAKLARI ZIYARET EDIP BU YÖNETIMIN GERCEK YÜZÜNÜ ONLARA ANLATMALILAR; BU DA BAZI GÖNÜLLÜLER TARAFINDAN YAZ AYLARINDA YAPILABILIR ! BÖYLECE GELECEK SECIMLERE KADAR ORTAKLAR YÖNETIMIN KIM OLDUGUNU ANLAMIS OLUR; BU YÖNETIMDEN KURTULMAK ICIN HER TÜRLÜ CABANIN SARFEDILMESI GEREKIR
Misafir -