• https://www.facebook.com/Ar-Tur-De%C4%9Fi%C5%9Fim-Grubu-317439005726450/?__tn__=kC-R&eid=ARB4NBL3Vs9TQWe5A-44_yIA0NgaPkV1xMqIKRCQP2mhGAieKXlPnuiTVvQymsC3XzqNNV9-yeRH1aaJ&hc_ref=ARQyyP3-nW8sGDqkNmwU9BnsR60xirxP3PQ8mxFWNd1Q-qH3CVp_grrR0XN38tsEErg&fref=nf&__xts__%5B0%5D=68.ARB2_p2Jpw0XwG8B8BiYujKKSkAHONwai1obCzBMZN5Avvcr3f7gPzXQdDGi-sh5wBQhtDnILnVE9yUWhR6kSHfo48_f4jrK-oIvenlHG5deG6s0IoojOGWpO-cRaUYvj1_Fo0TnTdlWWlPOqlenCnnZd3Bv9lPm1UqBiWTAh8vWfyUmh-5E214nWxZj9vnPuuFGlXZxTq6oZoWwc5zOATsZ5PcBiTiqbDUIo3pRjePw4bMACgnftCLotxUGNYPsbKo9Njv4YuetLiefHP07nB_xOVje6_wcwK0MaHP3OcfnSn0uvQ8zVL5EPmqWOcfB-pmOz8mEkM78UrNuTSWM9-s
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com
    • AR-TUR DEĞİŞİM GRUBU
    • www.ar-tur.com.
BAŞKAN OCAKTAN'A AÇIK MEKTUP

Sayın Başkan,

25.08.2012 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında Divan Başkanına bir önerge vermeye geldiğim sırada oturduğunuz yerden uzanarak bana hitaben şöyle söylemiştiniz:

“Sen aklı başında, efendi bir arkadaşa benziyorsun. Web sitende hakkımda neden hakaret dolu yazılar yazıyorsun?” Ayrıca salonda bulunanlara hitaben yaptığınız konuşmalarda da, web sitemizde yazdıklarımızın yalan ve hakaret dolu olduğunu söyleyerek, grubumuzu suçlamıştınız.

Cevabımı size hemen orada vermiştim. Ancak; belki sahiden duymadığınızdan, belki de söyleyecek söz bulamadığınızdan, anlamazdan gelmiştiniz. Size verdiğim cevap şöyleydi:

“Sayın Başkan, hiçbir yazımızda hakaret yoktur. Sadece yanlış ve haksız yaptığınıza inandığımız icraatlarınız konusunda eleştirilerimiz vardır. Ayrıca sitemiz herkese açıktır. Cevap vermek isterseniz, göndereceğiniz yazılarınızı sitemizde yayınlamaktan da çekinmeyiz.”

O gün söylediğim sözlerin bu günde aynen arkasındayım.

Aslında, her türlü yöntemi kullanarak elde edilen vekâletlerle ve yandaşlarınızın sağladığı oy çokluğu güveniyle gerçekleştirilen bu genel kurullar, formalite toplantılar olmaktan da öteye gitmemektedir. Kısıtlı konuşma süreleri, lüzumsuz sataşmalar, provokatörler,  işgalci kürsü düzeni ve kifayetsiz Divan Başkanları sebebiyle birçok soru cevapsız kalmaktadır. Şahsi fikrim; muhalefetin olduğu genel kurullarda, böyle curcunalı ortamların özellikle yaratıldığı yönündedir. Hâlbuki yılda bir kez bir araya gelebildiğimiz bu toplantıların her türlü sorunlarımızı konuşabildiğimiz, çözüm arayabildiğimiz bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerekir. Günümüzde birçok şirket, sorunlarına bu olağan genel kurullarda çözümler bulup, stratejiler üretmekte, hatta bu toplantıları bir reklama, bir gövde gösterisine dönüştürmektedir. Bu toplantıların birçoğunda artık ortaklar arasında mikrofon dolaştırılmakta, oturdukları yerden fikirleri, görüşleri alınmaktadır. Bizde ise, sadece kanuni mecburiyet sebebiyle yapılıyor olması üzüntü vericidir. Doğrusu “çağ atlattık” dediğiniz şirketimize bu çağdışı tutum hiç yakışmamaktadır.  

Şimdi genel kurul bitti. Kargaşa ortamı yok. Vakit darlığı söz konusu değil. İbra edilip edilmeme kaygınız kalmadı. İstediğiniz yönetim kurul üyeleri yanınızda.  Ar-Tur’un tüm çalışanları ve imkânları da emrinizde... Hal böyle olunca, sorularıma cevap vermemek için bir bahanenizin olacağını da sanmıyorum. Bu sebeple şahsınıza hitaben yazmış olduğum bu açık mektubumda, benim olduğu kadar, birçok Ar-Tur’lunun da kafasında oluşan ve cevap bekleyen soruları soracağım. Kim bilir, belki bu mektubum sizin için önemli bir fırsat bile olabilir! Buradaki sorularıma açık, samimi, belgeli ve mantıklı cevaplar verebilirseniz; belki de kafalardaki istifhamların yok olmasını sağlayabilirsiniz! Ancak kuvvetli kanaatim odur ki; bu güne kadar elle tutulur ve belgeli bir açıklama yapamadığınız gibi şimdide yapamayacaksınız! İnşallah ben yanılmış olurum!.. Sizden tatmin edici cevaplar gelmediği sürece, maalesef her fırsatta ve her ortamda eleştiriler yaparak, sorularımı ısrarla tekrarlamaya devam edeceğim.

Cevap beklediğim sorularım, açıklamalarım ve yorumlarımla birlikte aşağıda sıralanmıştır:

1-      Yeni alınan 51700 m2 arsa ile ilgili olarak çizdirmiş olduğunuz 140 konutluk planı hiçbir ortağımıza dağıtmadınız ve duyurmadınız. Gizlediğiniz bu plan bir şekilde elimize geçince, biz ortakları haberdar edip endişelerimizi dile getirmeye çalıştık. Bizi yalancılıkla suçlayıp, bu arazide hiçbir yapılaşmaya gitmeyi düşünmediğinizi, kıymetini anlatabilmek için böyle bir plan çizdirdiğinizden bahsettiniz. İyi güzelde, siz bu planı ortaklara bırakın dağıtmayı, haber bile vermediniz ki!.. Gizlediğiniz bir planla, bu arazinin kıymetini anlatmayı düşündüğünüzü nasıl söyleyebiliyorsunuz? Ayrıca, kesinlikle yapılaşma düşünülmeyen bir arazi için plan çizdirilmesinin mantığı var mıdır? Böyle basit ve inandırıcılıktan uzak söylemlerle, Ar-Tur ortaklarını safdilli ve anlayışı kıt kişiler sınıfına soktuğunuzun farkında mısınız? Ortaklarımız; tahsiliyle, mevkiiyle, görüp geçirmişliğiyle, neyin kıymetli, neyin kıymetsiz olduğunu ayrıca bir izaha gerek olmadan anlayabilecek kişilerdir.    

Şimdi bu arazinin alınma sürecine şöyle bir bakalım… Sitemizin orta yerinde bizim olmayan ve bugüne kadar sözü dahi edilmeyen bir arazi var… Bu arazinin sahipleri ne hikmetse, kış aylarında aniden burayı satmaya karar veriyorlar!..  Yazdıklarınıza göre bir sürü kurt alıcı da bu araziyi kapmak için pusuda bekliyor! Şirketimizin ileri görüşlü(!) yönetim kurulu ise; bunca sene, bırakın tedbir almayı konuyu gündeme dahi getirmemiş. Sonra da kalkıp aman ha, burayı kurtlara kaptırmayalım korku söylemiyle, ortakların katılmasının mümkün olamayacağı kış ayında olağanüstü bir toplantıyı acilen düzenleyiveriyor!..  Ortakların tepkisini çekmemek için, şirket gelirleriyle alınacak, cebinizden para çıkmayacak hikâyeleri… Ve sonunda, her zaman olduğu gibi, kimsenin katılamadığı toplantıda, ittifakla alınan bir karar! Tereyağından kıl çeker gibi!.. Şu toplantıların kaç kişiyle gerçekleştirildiğini, vekâletlerin kaç adet olduğunu lütfedip yazsanız da, kararların nasıl bir ittifakla alındığını herkes anlasa… Ancak hakkınızı yemeyim, başkanı olduğunuz yönetimin en iyi yaptığı iş bu… Dört dönemde, dört olağanüstü toplantı!.. Hâlbuki isteseydiniz, en azından üçünün kararını olağan genel kurullarda alabilirdiniz. Doğrusu da buydu.  Bu arazi alımı sürecinde olağanüstü toplantı yapılmasının gerekli olduğuna hadi inandık diyelim… Yine de anlayamadığım, içime sindiremediğim birçok şey var! Şimdi açık ve net soruyorum; 140 konutluk bu plânı hangi amaçla çizdirdiniz? Bu arazinin alımını da, PTT tesislerinde olduğu gibi ortaklardan para istemek suretiyle neden gerçekleştirmediniz?

Bu araziye 300.000,00 TL nakit ve kendi arsalarımızda yaptığımız 9 adet villa vermek çok pahalı bir alışveriş değil midir? Konutların her birini yaklaşık 100.000,00 TL sına mal ettiğinizi söyleyerek bu araziye toplam 1.200.000,00 TL sına sahip olmaktan büyük sevinç duyduğunuzu ifade etmiştiniz. Ancak kendi arsalarımıza yapılan bu villaların her birinin resmi arsa değerleri 78.840,00 TL olduğuna göre şirket varlığımızdan çıkan toplam arsa değeri de 709.560,00 TL olmaktadır. Yani ucuza almakla övündüğünüz bu arazi en basit hesapla bize 1.909.560,00 TL sına mal olmuştur. Aslında bu konutlar için yapılan ilave yolları, su, kanalizasyon hatlarını, çevre düzenlemelerini, çalıştırılan şirket elemanlarını, ekipmanlarını ve bunun gibi masrafları da hesaba katarsak, bu değerin de üstünde bir maliyetin ortaya çıkacağı aşikârdır. Mesleğinizi “iş adamı” olarak ortaya koyduğunuza göre; bu basit hesaplamayı yapamayacak biri olmadığınızı varsaymamız gerekir. O halde, Ar-Tur ortaklarını böyle yanlış ve eksik bilgilendirmenizin altında hangi neden veya nedenler yatmaktadır? Daha da açık soruyorum; tüm bu bilgileri saklamanın arkasında ne gibi bir menfaat söz konusudur?

2-     Yapılan konutların 3 A grubunda olduğunu ısrarla söyledik ve yazdık. Bizleri yalan söylemekle itham ettiniz. Hatta 26.08.2011 tarihli yazınız ile ortaklara bu konutların 4 B grubunda olduğunu tekrarlayıp özelliklerinin müstakil konutlar olarak, villalar teras evlerdir diye yazdınız. Bayındırlık birim fiyatlarına göre inşaat maliyetinin ise 99.042,00 TL olduğunu yazmıştınız. Bizler bu konutların 4 B değil 3 A olduğunu Karaağaç Belediyesi imar ve inşaat ruhsat kayıtlarından tespit ederek, bir binanın maliyetinin 40.320,00 TL olduğunu delilleriyle gözler önüne serdik. Durum apaçık ortadayken genel kurulda hala burası 4 B grubunda yapılardır diye iddia ettiniz. “ Yavuz hırsız, ev sahibini bastırır”  misali olayın üstünü kapatmaya çalıştınız. 18.05.2011 tarihinde 3 A grubundaki binaların yapı kullanım izin belgesi için Karaağaç Belediye Başkanlığına müracaat dilekçesini yazan ve altına imza koyan sizsiniz. Sizde biliyorsunuz ki; binaların inşa edilebilmesi ve yapım sonrasında kullanılabilmesi için alınması gereken üç izin vardır. İnşaat ruhsat izni, su basman kotuna gelindiğinde temel üstü ruhsat izni ve inşaat tamamlandığında ise yapı kullanım yani iskân izni. Tüm bu izinleri alabilmek için; tasarımın ve inşaatın doğru ve eksiksiz yapılması ve binanın bu süreçler içinde belli incelemelerden geçmiş olması gerekmektedir. Yani bu yapılar için 3 A diye ruhsat alıp 4 B olarak yapamazsınız. Bu gerçek karşısında siz hala burası 4 B sınıfındadır diyorsanız hem kendi imzanızı, hem belediyeyi, hem de tüm kontrolörleri yalanlamış oluyorsunuz. Bunun Ar-Tur’luların menfaati için söylenmiş masum bir yalan olduğunu, fazla vergi ödememek için böyle davranıldığını filan anlatmaya kalkmayın sakın!.. Kimse inanmaz!..  Buradaki tek gerçek; dokuz yapının arsa değeri hariç inşaat maliyeti 362.880,00 TL olması gerekirken 893.850,00 TL olarak gösterilmiş olmasıdır. Bu durumda birilerine menfaat temin etmiş, ortakları zarara uğratmış ve yanlış bilanço tanzim etmiş olmuyor musunuz?

3-      07.07.2011 tarihli 49 sayılı sirkülerde 9 konutun yapımı ile ilgili aynen şöyle yazmıştınız: “ Maliyetin düşük olması için binaların yapımında tasarrufa önem verilmiştir. Örneğin binaların ihalesinde kilogramı 0,90 Krş. olan demir birkaç ay içerisinde 1,5 TL olmuştur. En önemli malzemelerden olan hazır betonun m3’ü 58,00 TL. den 85.00 TL. ye yükselmiştir. Zamanında tedbir alarak bağlantı yapmış olduğumuzdan hazır betona, demire ve diğer malzemelere gelen zamlardan Şirketimiz etkilenmemiştir. Bu nedenle arazi sahiplerine yapılan 9 konutun maliyeti Şirketimiz açısından çok kazançlı olmuştur.”

Bu ifadeyi okuyan herkesin sizi takdir etmemesi mümkün değil. Ancak icraatınıza ve hesaplara bakıyoruz, elde edilmiş bir tasarruf gözükmüyor. Varsa da bizlere yansımamış! Çünkü bir konutun Bayındırlık fiyatlarına göre 99.042,00 TL ye mal edildiği söylenip, yazıldı. Böylece tasarrufa önem verme, zamanında tedbir alma laflarının da hava cıva olduğu anlaşıldı.

Şimdi size basit bir hesap yapacağım. Türkiye Hazır Beton Birliği Beton Danışma Hattından aldığım verilere göre; bina yapımlarında 1 m2 alan için kabaca 0,38 metreküp beton, 34 Kg. demir kullanılacağı söylenmektedir. Şimdi bir an için yapılan bu dokuz konutun, söylediğiniz gibi topoğrafik şartlardan dolayı bodrum 90 m2, zemin kat 90 m2 müstakil konutlar, villa teras evler olduğunu varsayalım. Bir villa 180 m2, dokuz villa ise toplam 1620 m2 inşaat alanı eder. Buna göre dokuz konuta, yine kabaca ve fazlaca bir hesapla 615,6 m3 beton, 55080 kg demir harcanmış olabilir. Bunları da ucuza aldığınız fiyatlara göre hesaplarsak; 35.704,00 TL hazır beton, 49.572,00 TL demir olmak üzere toplam 85.276,00 TL para harcanmış olur. Konut inşaatlarında kaba inşaatın toplam maliyet içindeki yüzdesinin %40 olduğunu göz önüne alırsak binaların % 100 ünün maliyetinin 213.190,00 TL olacağını hesaplamak hiç de güç olmaz. Buna bol keseden işçilik fiyatını da katsak 250.000,00 TL sını geçmez. Kaldı ki, yapılan konutların alt katları, duvarsız, açık kaba inşaattan ibarettir. Bu meblağa  % 100 yapımcı kar payı da eklesek yine de 500.000,00 TL sını geçmez. Gördüğünüz gibi hesapları ne kadar şişirsek bile sizin 893.850,00 TL lık maliyete bir türlü ulaşılamıyor. Kaldı ki bu konutlar gerçekte 90 m2’lik konutlardır. Doğrusu ucuza malzeme almanıza, tedbirli bağlantı yaptık demenize rağmen, bu dokuz konutun maliyetinin Şirketimiz açısından hiç de kazançlı olmadığı ve düpedüz kazık yediğimiz ortada.  Ben size basit ve bol keseden bir hesap çıkardım. Siz de bu dokuz konutu bağlantı yaptığınızı söylediğiniz ucuz malzemelerle yaklaşık 900.000,00 TL ye nasıl mal ettiğinizin açık ve basit bir hesabını verebilir misiniz? Birde bu kârlı iş yapan yüklenici firmanın adını, sicilini verebilir misiniz? Bir bakalım, acaba bu işten ne kazanmış!

Kentsel Dönüşüm yasası çerçevesinde bakanlığın açıkladığı 2012 inşaat birim maliyet fiyatlarından bir bölümü de paylaşmak isterim. 893.850,00 TL ya ucuza mal ettik dediğiniz dokuz konutun fiyatlarıyla lütfen bir karşılaştırınız: (10 daireye tekabül ettiği için sadece bu bölümü paylaştım)

Lüks statüde 100 m2'den katta  2 daireli 5 katlı binanın maliyeti: 1.100 ile 1 milyon 250 bin.
1. Sınıf konut statüsünde 100 m2'den katta  2  daireli  5 katlı binanın maliyeti: 750 ile 950 bin TL
2. Sınıf konut statüsünde 100 m2'den katta  2 daireli 5 katlı binanın maliyeti: 450  ile 650 bin TL

Görüldüğü gibi sizin harcadığınızı söylediğiniz fiyata İstanbul’da 1. Sınıf 100’er m2’lik 10 daireli bir apartman yapmak mümkün. Hem de 2012 yılı fiyatlarıyla. Demek ki 2010 veya 2011 yılı fiyatlarıyla olsa lüks statüde bile yapılabilirmiş.  

4-      48 sayılı sirkülerinizde şöyle yazmıştınız: “25 Kasım 2009 tarihinde alınmasına karar verilen 51.700 m2 arsanın peşinatı olan 300.000,00 TL 01 Mart 2010 tarihinde Şirket tarafından ödenecektir. Geriye kalan arsa borcu için ortaklardan herhangi bir ek ödeme talep edilmeden iki sene içerisinde Şirket tarafından ödenecek, böylece ortaklarımızın cebinden para çıkmadan Şirket Ar-Tur’un en güzel arsalarından birine sahip olacaktır.”  Aynı sirkülerde ve bu sözlerinizin sadece beş satır sonrasında ise; “ Değerli ortağımız, 01 Temmuz 2009 tarihinde yayınladığımız sirkülerde aidatlara 9 seneden beri zam yapmadığımızı, zaruri bir durum olmadıkça zam yapmayı düşünmediğimizi beyan etmiştik. Ancak, şirket lehine çok hızlı gelişmeler oldu. Örneğin iş makinesi ve 51.700 m2 arsanın satın alınması gibi” diye yazmış ve “başka çareniz kalmadığını” da belirtmek suretiyle aidatlara % 100 zam yapmıştınız. İfadelerinizden de anlaşılacağı üzere aidatlara yapılan bu zammın ana gerekçesi olarak; iş makinesi ve 51.700 m2 arsanın satın alınması gösterilmiştir. Türk Ticaret Kanununa göre, Anonim Şirketlerde, sermaye dışında ortaklardan para toplanması yasak olmasına ve bu konuda çeşitli kereler SPK tarafından uyarılmamıza rağmen, aidat adı altında para toplamak suretiyle, bilerek ve kanunsuz olarak şirkete para toplamış oldunuz. İş bununla da kalmadı. Bu defada 10.02.2012 tarih ve 50 sayılı sirkülerde; şirketin mali durumunun çok çok iyi olduğundan ve bu sene eski para birimine göre 1 trilyonun üzerinde gelir beklediğinizden bahsettiniz. Sonrada hiçbir gerekçe göstermeden “1 Mart 2012 tarihinden itibaren konutlara götürülen hizmet aidatlarının 3 aylık 300,00 TL ödenmesine Yönetim Kurulu tarafından karar verilmiştir” diye yazmak suretiyle aidatlara yeniden % 100 zam yaptınız. Böylece önce söylemlerle pembe tablolar çizip, arkasından zam yapmayı gelenek haline getirdiniz. Hem de öyle az buz zam değil!.. Maşallah eliniz hiç aza varmıyor; her seferinde yüzde yüz…  Ancak bu seferki yazınızda “aidat” lafının başına “konutlara götürülen hizmet” sözcüğünü ilave etmeyi ihmal etmediniz. Adına ister “aidat”, ister “ konutlara götürülen hizmet aidatı” ne derseniz deyin ama yapılan zammın şirkete para temin etmek için yapıldığı o kadar belli ki… Zaten yazdıklarınız ve konuşmalarınızın satır aralarındaki cümleler de açık bir itiraf niteliğindedir. Zam yapmadık dediğiniz zamanlarda da arıtma, isale hattı, kanalizasyon aidatları adı altında topladığınız paraları nedense hiç hesaba katmıyorsunuz! Dikkat ederseniz, PTT tesislerinin alınması için kanuna uygun olarak toplanan parayı bu hesabın dışında tutuyorum.

Bankalara olan kredi borçlarının gittikçe artıyor olması, işçilere olan maaş ve tazminat borçları, yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ortaklara hiçbir açıklama yapmadan kaçarcasına istifa etmeleri kötü gidişin belirtileri değil de nedir? Bu kötü gidişatı aidatlara zam yapmak suretiyle düzeltmeye çalışmak beyhude çabadır. Bu hem kanunsuz hem de sonu olmayan bir uygulamadır. Atalarımız “yanlış hesap Bağdat’tan döner” demişlerdir. Ortaklardan gelen tepkiler ve genel kurulda yapılan yoğun eleştiriler üzerine zammın bir kısmını hatta % 50 sini geri çekeceğinizi söylemiştiniz. Bu sözünüzü ne zaman tutacaksınız? Unutmayın ki; “çalı sapından insan özünden yedilir.”

5-      Bu güne kadar hep kolay olanı yapıp çeşitli adlarla ortaklardan para topladınız. Sonrada gelirlerimizi artırdık masallarına sığındınız. Artırdık dediğiniz gelirlerinize bir bakın! Her sene hizmet satışları (bizlerden toplanan para), diğer gelirlerimizden (işletmelerden vs. toplanan gelir) hep fazla… Şirketin tüm gelirlerinin yarıdan fazlası bizlerden toplanan paralar!.. Hesapsız yapılan işletme kira zamları sebebiyle, yediğimiz kazıklarla bu kira artışlarının da dolaylı yoldan bizlerin cebinden çıktığını unutmayınız.

Günümüzde birçok şirket Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarına yatırım yaparak gelişmenin ve fark yaratmanın yollarını aramaktadır.  Bizse hâlâ aidatlara ve kiralara zam yaparak idare etmenin kısır ve döngüsel çabası içindeyiz. Bunca zaman Şirketin gelirlerini artıracak aidat ödemelerini sona erdirecek bir çalışmanız, araştırmanız oldu mu? Dondurma büfesi, su satış yeri yaptık gibi eften püften şeylerden bahsetmezsiniz umarım. 14 senedir yönetimde olduğunuza göre 2000 ortaklı bir şirketin kâr getirmeyen durumda olmasını nasıl izah edebilirsiniz?

Burhaniye’nin en kıymetli bölgesinde bulunan eski Genel Müdürlük binamızı, senelerdir, yıkık dökük ve atıl bir durumda bırakmanızın sebebini açıklayabilir misiniz?  

6-      Beraber yola çıktığınız arkadaşlarınız birer birer yanınızdan ayrıldı. Göreve geldikleri kadar görevden ayrılmaları da olağan ve normal bir olaydır. Ancak normal olmayan, görevden ayrılanların ayrılış nedenlerini izah eden bir açıklamayı ortaklara yapmamış olmaları! Seçilmek için ortakların oyunu isteyenlerin, görevden ayrılırken kaçar gibi sessiz sedasız gitmeleri doğrusu bana çok manidar gelmekte! Ortaklara bir veda mektubu veya bir teşekkür konuşması yapmak suretiyle ayrılma nedenlerini söylemediklerine veya söyleyemediklerine göre; ya korktular, ya utandılar, ya da biz ortakları adam yerine koymadılar diye düşünmeden edemiyorum… Belki de bazı tehlikeleri sezip bu duruma ortak olmamak için ayrılmış da olabilirler… Bir açıklama olmayınca insanın aklına işte böyle bin türlü şey geliyor! Siz, bu arkadaşlarınızın neden görevden ayrıldıklarının sebebini açıklayabilir misiniz? Bazıları sizin baskılarınız sebebiyle, bazıları da tek adam olarak başkanlık yapmanızdan duyduğu rahatsızlık sebebiyle ayrılmış olabilirler mi?  Yönetimde bulunduğunuz on dört sene içerisinde yönetim kurulu içinde çok önemli görevlerde ve yüksek mevkilerde bulunmuş başarılı üyeler olduğu ve başkanlık görevini pek âlâ üstlenebilecekleri halde neden hep siz başkan oluyorsunuz? Başkan olmayıp da yönetim kurulu üyesi olarak çalışmak size zor mu gelirdi?       

7-      Şirkete personel alırken kendinize yakın kimselerin tanıdıklarını işe aldığınız hakkında söylentiler vardır. Eleman alımında personel alım yönetmeliğimize uygun hareket ettiğinizi söyleyebilir misiniz?

8-      Şirket işletmelerinin kiraya verilmesinde, yaptırılan işlerde, alınan malzeme ve demirbaşlarda şirket ihale yönetmelikleri şartlarına riayet ediyor musunuz? Kiraya verdiğiniz işletmelerde maddiyatın yanı sıra ortak memnuniyetini de göz önüne alıyor musunuz? Baz istasyonu da dahil her işletmeden ne kadar kira alındığını ve kaç yıllık kontratlar yapıldığını açıklayabilir misiniz? Bilançolarda işletme gelirlerinin toplamını yazdığınız için her birinden ne kazanç elde ettiğimizi öğrenmek istememizin umarım bir sakıncası yoktur.

9-      Bankalardan alınan kredilere karşılık şirket gayrimenkullerini ipotek edip etmediğiniz hususu genel kurulda size açıkça sorulmasına rağmen  “hayır” diyerek neden ortaklardan saklama ihtiyacı hissettiniz? Genel Kurulda, ortakların gözleri önünde gerçeği sakladığınız ortaya çıkınca, o kürsüde halâ nasıl oturabildiğinize, doğrusu hayret ettim. Bunca sene içinde çoğu yaptıklarınızın hesabını kitabını hiçbir zaman herkesin anlayabileceği bir açıklıkla verdiğinizi söyleyebilir misiniz? Şimdi siz, genel kurullarda ibra edilmiş olduğunuzu ileri sürebilirsiniz. Fakat şunu unutmayınız ki genel kurulda ibra olmakla maalesef vicdanlarda hesap vermiş olmuyorsunuz. Çünkü bu toplantılardaki oylamaların elde edilen vekâletlerle ve yandaşlarla nasıl yapıldığını hepimiz biliyoruz. Vekâletle oy kullanılması tabi ki kanuna uygun bir durumdur. Ancak her toplantıda onlarca vekâletin belirli birkaç kişide toplanmış olması hiç etik olmadığı gibi, inandırıcı da değildir. Elde edilen vekâletler sözcüğünü özellikle kullandım. Çünkü her toplantıdan önce yoğun bir şekilde vekâlet toplama kampanyası yapıldığını, şirket görevlilerinin ve yaz aylarında geçici olarak tekrar görev verilen emekli olmuş eski bir görevlinin dahi bu işte kullanıldığını bilmeyen kalmamıştır. Şirket tarihimizde, hiç habersiz veya telefonla oluru alınan ortaklar adına vekâlet düzenlemeleri olduğu gibi, ölmüş ortaklar adına sahte vekâletler düzenlendiği de unutulmaması gereken bir vakıadır. Bu konuda davalar açıldığını ve bazı tespitler yapıldığını da biliyorum.  Bu sebepledir ki çok sayıda vekâletin birkaç kişide toplanmış olmasına hep şüpheyle bakmışımdır.  Aslında bu vekâletleri verenlerin bir kısmına bazı ayrıcalıkların tanınmış olup olmadığını araştırmak da lâzımdır. “Saksağan danayı babası hayrına bitlemez” atasözünü hiç de yabana atmamak gerekir. Vekâletler olmasa idi bu genel kurulda ibra edilmemiş olacaktınız. Bu durumun sizce bir anlamı yok mudur?

10-   Sitemizde bulunan kedi köpek gibi sevimli dostlarımızın kısırlaştırılması ve rehabilite edilmesi, doğal yaşamın ve çevrenin korunması hakkında bir planınız ve çalışmalarınız var mıdır? Bu konularla ilgili gönüllü çalışacak birçok ortağımız olduğunu biliyoruz.  Zannederim ilk yapılacak şey, şirket olarak onlara biraz destek olmaktır. Bu konuda çevredeki sitelerin yöneticileri, belediye ilgilileri ve gerekirse ilgili derneklerle toplantılar yapılarak insani ve mantıki çözümler üretilebilir.  Ancak her şeyden önce bu konuya sevgiyle ve samimiyetle yaklaşmak sorunun çözümü için ilk adım olacaktır.  

11-   Ortak ya da ev sahibi olmayanlara Ar-Tur’a girebilmeleri için serbest giriş kartı verildiği ve satıldığı söylenmektedir. Böyle bir uygulamanız var mıdır? Eğer varsa kaç adet serbest giriş kartı dağıtılmıştır?

Sayın Başkan, yukarıda sorduğum sorularla, yaptığım açıklamalarla yüzlerce Ar-Tur’lunun düşüncelerine tercüman olduğuma inanıyorum. Hatta size oy ve vekâlet verenlerin birçoğunun dahi bu soruların cevabını merak ettiğine eminim. Yönetim Kurulu Başkanlığı makamında bulunduğunuz için bu soruları ve eleştirileri doğal olarak size yöneltmek durumundayım. Yazdıklarıma sinirlenip, kızabilir belki de hiç önemsemezsiniz... Ancak unutmayın, bu açık mektubumu sizinle birlikte birçok Ar-Tur ortağı ve yakını da okuyacaktır. Yazdıklarımdan dolayı bana, vereceğiniz veya vermeyeceğiniz cevaplar dolayısıyla da size, vicdanlarında not vereceklerdir. İnşallah cevap verir ve endişelerimde haksız olduğumu ispat edersiniz. Bu durumdan inanın zerre kadar üzüntü duymam ve çekinmeden de özür dilerim. Mevlana’nın şu sözü sanırım bu sorularımdaki amacıma çok güzel tercüman olacaktır: “Zaten sopayla kilime vurmanın gayesi kilimi dövmek değil, kilimin tozunu almaktır.”

Saygılarımla.

04.02.2013

 

Osman Ferhan Can

Ar-Tur Değişim Grubu

 

 

Not: Bu açık mektup www.ar-tur.com adresli web sitemizde yayınlanmış ve bir örneği de şirket merkezine eş zamanlı olarak fakslanmıştır.  

  
2619 kez okundu

Yorumlar

     06/02/2013 16:21

Benim de bir sorum var: Şirkette emekli olduğu halde çalışmaya devam eden ve işe girişinden beri orantısız bir gayrımenkul birikimi edinmiş kimi çalışanlar olduğunu İSİMLERİYLE duyuyoruz. Bu kişilerin, evlerindeki tadilatın bile şirket üzerinden ödendiğini de üzülerek duyuyoruz. Bu şirkete bağımsız bir denetim uygulanması için değişim grubuna da görev düşüyor. Bu konuya el atılsa ve artık paramız özenli kullanılsa. Bunca yıl yenmiş; artık yeter herhalde! Diyelim ki bu doğru değil; o zaman da bağımsız denetçilerle hesaplar incelenerek bunun ortaya çıkarılması bu kişilerin de yararına olacaktır. Burhaniye'deki şirket binasının tadilatı bile para aklamanın bir yolu olabilir korkarım.
Misafir -

     05/02/2013 18:12

FERHAN KARDEŞİM.... ARTURUN Y.ÖZDİLİ OLDUN.ÇOK GÜZEL ÖZETLEMİŞSİN..BELKİ BAŞKANIN ADAMLARINDAN BİR CEVAP ALIRSIN BAŞKAN ADINA..TEBRİK EDER GÖZLERİNDEN ÖPERİM...
Misafir -

BRAVO     05/02/2013 01:27

TEBRIKLER HARIKA YAZMISSINIZ; BIZ ARTUR ORTAKLARININ YÜREGINE SU SERPTINIZ GENEDE SORMADAN EDEMIYORUM: BU YÖNETIM VE BASKANI BU KADAR YOLSUZLUGA RAGMEN HALA NASIL BIR SEY OLMAMIS GIBI DEVAM EDIYOR GECELERI UYUYABILIYOR HAYRET ! YAKINDA TÜM BUNLARIN ISPATLANMASI DILEGIYLE
Misafir -

HEP BAŞKASINDAN BEKLEMEYELİM, DESTEK OLALIM...     05/02/2013 01:06

Bir çok ortağımızın bilgisayar kullanmadığını düşünerek tanıdığımız Ar-Tur ortaklarıyla paylaşmak için çaba sarf edelim. Mektubun yazıcıdan çıktısını alarak mümkün olduğunca çok ortağa ulaştıralım. Ar-Tur Değişim Grubuna destek olalım.
Misafir -